| Tavsiyeni dinleyip onlara başka bir teklif aldığını söylemiş. | Open Subtitles | في الواقع انه اخذ بنصيحتك وأخبرهم بأنه قد حصل على عرض آخر |
| Dava açmıyoruz, Tavsiyeni dinleyip birlikte çalışıyoruz, yarı yarıya. | Open Subtitles | لن نقاضي بعضنا البعض سنأخذ بنصيحتك وسنبدأ نشاط تجاري معا , النصف بالنصف |
| Pekâlâ, ne zaman kendi Tavsiyeni dinleyip oyuncak hayvanları bırakıp kendi butiğini açacaksın? | Open Subtitles | متى ستأخذين بنصيحتك ، وتبدأين في عملك في الأزياء؟ |
| Tavsiyeni dinleyip vazgeçtim. | Open Subtitles | لقد قررت الأخذ بنصيحتك و الإنسحاب |
| Tavsiyeni dinleyip bir iş bulacağım. | Open Subtitles | سأخـــذ بنصيحتك وأجــــد عملاً |