DNA kayıtlarını sadece bir cesedi teşhis etmek için kullanabilirsin. | Open Subtitles | لا نستطيع استعمال قاعدة البيانات إلا للتعرف على الجثث |
Polis, diğer 4 saldırganı teşhis... etmek için elinde yeterli kanıt olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تقول الشرطة أنه لديها أدلة جنائية و بصرية كافية للتعرف على هوية القتلة الأربعة |
Polis, diğer 4 saldırganı teşhis etmek için elinde yeterli kanıt olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تقول الشرطة أنه لديها أدلة جنائية و بصرية كافية للتعرف على هوية القتلة الأربعة |
Saçlı hücreyi teşhis etmek için bir yöntem olmalı. Yok. | Open Subtitles | لا بد أن هناك طريقة أخرى لتشخيص خلايا النسيج البيضاء |
Hasta bitkileri teşhis etmek için ihtiyaç duyulan tüm moleküler ve işlemsel gereksinimler orada. | TED | أتيحت كل معدات الجزيئات، والحوسبة المطلوبة لتشخيص النباتات المريضة. |
Tek akrabası nişanlısıymış. O da, şu anda cesedi teşhis etmek için geliyor. | Open Subtitles | الأقرباء الوحيدون له هي خطيبته وستأتي لتتعرف على الجثة |
Ve yine de kimliğini teşhis etmek için ailesine ihtiyacım var. | Open Subtitles | ...ومازلت أحتاجهم للتعرف علي الجثة لذا |
Pekâlâ, buradaki örneği teşhis etmek için iki parçalı anahtar şemasını kullanıyorum. | Open Subtitles | حسناً، لقد كنتُ استخدم مُفتاحاً ثنائيّ التفرّع هنا للتعرّف على العينات. |
Ama bu kalıntıları teşhis etmek için tek yöntem bu. | Open Subtitles | لكنها الطريقة الوحيدة لدي للتعرف على هذه البقايا |
İstediği kahrolası pizzayı yolla, yoksa annenle baban, sabahın dördünde cesedini teşhis etmek için morgda olacaklar. Anladın mı amcık? | Open Subtitles | قم بتوصيل البتزا التي طلبتها، او في الساعة الرابعة صباحاً سيكون والديك في المشرحة للتعرف على جثتك |
Cesedi teşhis etmek için, bizimle morga gelmeni istiyoruz. | Open Subtitles | نريد منك أن تأتي إلى المشرحة معنا للتعرف على الجثة |
Dinle canım, cesedi teşhis etmek için bir aile üyesi gerekiyor. | Open Subtitles | أسمعيني، حبيبتي يحتاجون إلى أحد أفراد الأسرة للتعرف على الجثة |
İç teröristleri teşhis etmek için FBI görev gücüne katılmaya. | Open Subtitles | إنضممت للفريق الخاص للمباحث الفيدرالية للتعرف على إرهابيين محليين. |
Bunlar artık psikiyatrik durumları teşhis etmek için kullanılmıyor. | TED | لم تعُدْ تُستخدم لتشخيص الأمراض النفسية. |
Soruları sizdeki erken bunamayı teşhis etmek için sormuştum. | Open Subtitles | الأسئلة التي كنت أسألك إياها، كانت لتشخيص الشيخوخة |
Son olarak, PMS'i teşhis etmek için farklı semptom, semptom süresi ve semptom şiddetine odaklanan birçok farklı anket kullanıldı. | TED | وفي النهاية تم استعمال العديد من الأنواع المختلفة للاستبيانات لتشخيص أعراض ما قبل الدورة الشهرية بالتركيز على أعراض مختلفة ومدة الأعراض وشدتها. |
PCR veya polimeraz zincir reaksiyonu testi, virüsün vücuttaki genetik materyalini hedef alır ve şu anda enfekte olmuş birini teşhis etmek için kullanılır. | TED | إنّ الـ بي.سي.آر أو فحص تفاعل البوليميريز المتسلسل، يستهدف المادة الوراثيّة للفيروس في الجسم ويُستخدم لتشخيص الأشخاص المصابين حاليًا. |
Medeniyetler İttifakı olarak adlandırılan, Kofi Annan tarafından aşırılığın nedenlerini teşhis etmek için istenilen ve daha fazla aşırılığın yükselmesinden nasıl kaçınılacağı hakkında üye devletlere pratik kılavuz sunmayı amaçlayan Birleşmiş Milletler girişiminin bir parçası oldum. | TED | وكنت جزءاً من مبادرة الأمم المتحدة تلك التي أطلق عليها "تحالف الحضارات"، والتي تم فيها سؤال كوفي عنان لتشخيص أسباب التطرف والتعصب، ولإعطاء توجيهات وإرشادات عملية إلى الدول الأعضاء حول كيفية تفادي تصاعد المزيد من التطرف والتعصب. |
Sevgilisinin cesedini teşhis etmek için buraya getirecekler. | Open Subtitles | أنهم سيرجعونها الى هنا لتتعرف على هوية حبيبها |
Kızın annesinin izini sürmüşler ve kadın cesedi teşhis etmek için Washington'dan buraya geliyormuş. | Open Subtitles | وتوصلوا إلى أم الفتاة وهي قادمة من (واشنطن) لتتعرف على الجثة |
- Resmi olarak mahkumu teşhis etmek için. | Open Subtitles | -لماذا ؟ - للتعرف علي السجين رسمياً . |
Cesedi teşhis etmek için Alton'daki bir otele gittim. | Open Subtitles | كان عليّ الذهـاب لأحد الفنادق في ألتون, للتعرّف على الجثّة. |