"teşvik etmek için" - Translation from Turkish to Arabic

    • لتشجيع
        
    • وكمحفّز لاستمرار تعاونك
        
    • كحافز
        
    Bunların içinde bir sürü oldukça karmaşık ve değerli malzeme gömülü, bu yüzden demontaj edilmelerini teşvik etmek için yollar bulmalıyız, çünkü aksi taktirde olan bu. TED هناك عدد من المواد المعقدة و القيمة موجودة داخل هذه الاشياء لذا يجب ان نجد طرق اخرى لتشجيع التفكيك لأن هذا هو ما يحدث خلاف ذلك.
    SpaceX'in yanına bir öğrenci yarışması için Hyperloop test pisti inşa ettik. ulaşımda yenilikçi fikirleri teşvik etmek için. TED قمنا ببناء مسار هايبرلوب تجريبي بجوار شركة "سبيس إكس"؛ لأجل منافسة طلابية فقط؛ لتشجيع الأفكار المبتكَرة في مجال النقل.
    Hayır hayır, tekrar dene hem de ağız sağlığı programının gençleri teşvik etmek için tasarladığı yeni bir diş temizleme setinin deneme tahtası oluyordu. Open Subtitles و مجموعة أسنان كانت مهمة بشدة من أجل برنامج أسنان مصمم لتشجيع الشباب من هم يعانون من مخاطر الأسنان
    İş birliğinizin devamını sağlamaya teşvik etmek için sizi tekrar bağlıyorum. Open Subtitles وكمحفّز لاستمرار تعاونك أنا الآن سأعيد الاتصال بك
    İş birliğinizin devamını sağlamaya teşvik etmek için sizi tekrar bağlıyorum. Open Subtitles وكمحفّز لاستمرار تعاونك أنا الآن سأعيد الاتصال بك
    Aramaya devam etmeye teşvik etmek için bir ödül açıklayalım. Open Subtitles أنظر، لنعلن عن مكافأة بالخارج كحافز لجعلهم يستمرون في البحث
    Aramaya devam etmeye teşvik etmek için bir ödül açıklayalım. Open Subtitles أنظر، لنعلن عن مكافأة بالخارج كحافز لجعلهم يستمرون في البحث
    Umuyoruz ki hükûmet, tüketicileri, bir kaskla ne kadar güvende olduklarını bilgilendirerek yeniliği teşvik etmek için kullanabilir bizim bilgilerimizi. TED ونتمى أن تستخدم الحكومة هذا النوع من المعلومات لتشجيع الإبداع عن طريق جعل المستهلكين يعرفون إلى أي درجة هم محميون بالخوذ المعطاة لهم.
    Yani sosyal uyuma teşvik etmek için çok iyi bir yol ama yine de seni kutlarım. Open Subtitles أعني، يالها من طريقة واضحة ...لتشجيع التنشئة الاجتماعية ...ومع ذلك عمل رائع
    Fakat Çinliler hiçbir zaman, en azından o dönemde, bu fikirlerin yayılmasını teşvik etmek için, ya da yayılmasını sağlayabilecek ekonomik bir teşvik yaratmak için etkili kurallar benimsemedi. TED لكن الصينيين لم يعتمدوا ، على الأقل في تلك الفترة ، قواعد فعالة لتشجيع انتشار هذه الأفكار ، [على سبيل المثال ، لا تشجيع] دافع الربح الذي يمكن أن يشجع على الانتشار.
    Onları performansını teşvik etmek için kullan. Open Subtitles أستخدمهم لتشجيع أدائي
    Sürecin bütün aşamalarında END Fund, haşerelerden kurtulma çabasını destekleyen finansman taahhütlerini teşvik etmek için hükûmetlerle ve hissedarlarla çalışacak. TED على كافة أصعدة العملية، تعمل جمعية (END) مع الحكومة وأصحاب المصلحة المحليين لتشجيع إلتزامات التمويل المشترك التي تدعم جهود التخلص من الديدان.
    Parmak izlerim, o biletleri sana hayatta kalmana teşvik etmek için verdiğimi gösterebilir. Open Subtitles بصماتي منطقية ان اعطيت تلك التذاكر لك كحافز لك لتبقى حيا
    teşvik etmek için maaşlarına zam yap. Open Subtitles أعطهم علاوة كحافز

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more