| Alkollü bir alfa erkek, Tecavüzle tehdit edilse bile durumu kontrol altına alıp kazanabileceğini düşünür. | Open Subtitles | حتى مع ذكر الاغتصاب شخصية من الطراز الاول رغم كونه سكرانا يظن انه يستطيع السيطرة على الوضع |
| Sizden Tecavüzle ilgili bildiğiniz her şeyi unutmanızı istiyorum. | Open Subtitles | لكن أنا ستعمل أطلب منك أن ننسى كل ما تعرفه عن الاغتصاب. |
| Komutanını Tecavüzle suçlamak takımı nasıl korur? | Open Subtitles | فكيف يمكن لاتهام رقيبها بالاغتصاب ان يحمي الفصيلة ؟ |
| Sizden Tecavüzle ilgili bildiğiniz her şeyi unutmanızı istiyorum. | Open Subtitles | لكني ساطلب منكم أن تنسوا كل شيء تعرفونه عن الإغتصاب إنه فعل شائن |
| DNA'sı altı tane çözülmemiş Tecavüzle eşleşti eski karınınki dâhil. | Open Subtitles | وتطابق فحص الحمض الوراثي مع 6 قضايا اغتصاب لم تحل ومن بينهن ابن زوجتك السابقة |
| Tecavüzle suçlanan bir adam, genellikle masumsa sinirli olur. | Open Subtitles | رجل متهم بالإغتصاب هو بالكاد مثل الغضبان في حالة البرائة |
| Ben, Amerikan Apparel gibiyim daha az dolaylı yasal Tecavüzle. | Open Subtitles | أنا كمحل "أميريكان أباريل" بإغتصاب قانوني أقل تقديراً |
| Ona Tecavüzle suçlanan birisiydi. | Open Subtitles | إنه الشخص الذي أُتُهم بإغتصابها. |
| Daha iyisi, kafasına silah dayayın ve Tecavüzle tehdit edin. | Open Subtitles | الأفضل أن نلصق مسدساً برأسها و نهدد باغتصابها |
| Neredeyse her gün insanları parçalamakla ve Tecavüzle ilgili düşünceler geliyor aklıma. | Open Subtitles | دوماً ما تطاردني أفكار لا يمكن السيطرة عليها حول الإعتدائات الجنسية و تقطيع الأجساد بشكل يومي |
| Tecavüzle ilgili yasalar Bay Manning'in cinsel eğiliminden bahsetmesini yasaklı... | Open Subtitles | قوانين الاغتصاب الدرع تحظر ذكر orientat- - الجنسي السيد مانينغ |
| Ve bu işi Tecavüzle ilişkilendirmek olay olacak. | Open Subtitles | و سيكون سهلا عندها تثبيت حادثة الاغتصاب |
| Herşey Tecavüzle ilgili değil. | Open Subtitles | عملية الاغتصاب ليست القصة كلها |
| Ayrıca bayan bir şef, erkek bir şefi Tecavüzle suçlarsa? | Open Subtitles | بجانب طاهية امرأة تتهم طاهى رجل بالاغتصاب ؟ |
| Sence onlara silahım olduğunu ve birini vurduğumu söylesem hala beni Tecavüzle tehdit ederler miydi? | Open Subtitles | هل تظن أني لو قلت لهم أنني أملك مسدس و أنني قتلت شخص ، كانوا سيهددوني بالاغتصاب ؟ |
| Bunun olmadığını bile bile o üç adamın, Tecavüzle suçlanmasına izin verdin. | Open Subtitles | وتركتِ ثلاث رجال يتهمون بالاغتصاب والذي كنتِ متأكدة من عدم حدوثه |
| Ve aids Tecavüzle tedavi edilebilir. | Open Subtitles | و الإيدز يمكن علاجة عن طريق الإغتصاب |
| Polis ve başsavcılık tarafından açıldı ve Steve Titus Tecavüzle yargılandı. Tecavüz mağduru kürsüye geçti ve "Tecavüzcünün bu adam olduğundan kesinlikle eminim." | TED | فقامت الشرطه والإدعاء باتهامه بالقضيه وفي المحاكمه في قضيه الإغتصاب صعدت الضحيه الى منصه الشهاده وقالت: "انا متأكده تماماً انه الفاعل" |
| DNA'sı altı tane çözülmemiş Tecavüzle eşleşti eski karınınki dâhil. | Open Subtitles | وتطابق فحص الحمض الوراثي مع 6 قضايا اغتصاب لم تحل ومن بينهن ابن زوجتك السابقة |
| Olayların çıkışı Jocelyn'e Tecavüzle başlıyor. | Open Subtitles | هذه كله يعود الي حادثه اغتصاب جوسيلين |
| Sonra eve bir dedektif geldi ve müşterilerimizden birinin Chad'i Tecavüzle suçladığını söyledi. | Open Subtitles | ثم محقق أتى وقال لنا بأن شاد قد أتهم بالإغتصاب |
| Hapisteydim. Beni hücreye koydular ve beni Tecavüzle suçladılar. | Open Subtitles | لقد كنتُ في السجن وضعوني في زنزانة، اتهموني بالإغتصاب |
| Zorbalık, yamyamlık ve eşcinsel Tecavüzle suçlandım. | Open Subtitles | لقد إتهمت بإغتصاب رجل بوحشية |
| - Sizi Tecavüzle mi suçladı? - Evet. | Open Subtitles | - اتهمتك باغتصابها ؟ |
| Neredeyse her gün insanları parçalamakla ve Tecavüzle ilgili düşünceler geliyor aklıma. | Open Subtitles | دوماً ما تطاردني أفكار لا يمكن السيطرة عليها حول الإعتدائات الجنسية و تقطيع الأجساد بشكل يومي |
| Sizinle 1 8 Nisan akşamı ve Mill'deki Tecavüzle ilgili konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | ارغب ان اتكلم معك حول لليلة الثامن من ابريل والاغتصاب الذي حدث في الطاحونة. |