"tehlike teşkil" - Translation from Turkish to Arabic

• خطراً
• أي خطر
• خطرًا

Gitmenize izin veremeyiz. Bizim için tehlike teşkil ediyorsunuz.
لا نستطيع أن نتركك تذهب أنتَ تُشكّـل خطراً علينـا

O da tehlikeli değilse. tehlike teşkil etmiyorsa kolaylık sağlayabilirim.
إلاّ إذا كان خطراً فإمكان حينها أن أعجّل أمراً

Kendisini veya topluma tehlike teşkil etmediği müddetçe...
إلا إذا كان يُمثل خطراً مُحتدماً. على نفسه أو على غيره...

Güvenlik için tehlike teşkil ediyor gibi mi görünüyorum?
هل يبدو عليَّ أنني أمثل أي خطر أمني؟

Hakim halka tehlike teşkil etmediğimi düşündü o yüzden cezamı da çimleri biçmek olarak belirledi.
لم يظنّني القاضي خطرًا على المجتمع. لذلك عليَّ أن أُكفّر عن إثمي وأقُصّ العُشب.

Ya birine tehlike teşkil ederse...
ماذا لو كان يشكل خطراً على الغير؟

Ne sana ne de başkasına tehlike teşkil etmiyorum, yemin ederim.
إنّي لستُ خطراً عليك أو على أحدٍ، أعدكَ

Çünkü kendine ve başkalarına karşı tehlike teşkil ediyordun.
لأنك كنت خطراً على نفسك و الآخرين

"Düzeni olmayan kanun insanlar için tehlike teşkil eder, aynı kanunu olmayan bir düzen gibi"
قانون بدون نظام يشكل خطراً كنظام بدون قانون (جيفيرسن)

Thanos cidden bu kutuyu çok istiyorsa kutu hâlâ tehlike teşkil ediyor olmalı.
, اسمعا , إذا (ثانوس) مايزال يريد الصندوق فلابد أنه مازال خطراً

Bir tehlike teşkil edeceğinden emin değilim.
لا أرى أنه يشكل أي خطر

Şüpheli hala kayıp ve milli güvenliğimize açık bir şekilde tehlike teşkil ediyor.
وتآمر لارتكاب التجسس. المشتبه لازال طليقًا ويمثل خطرًا واضحًا للأمن القومي.

İngiltere İmparatorluğu ve Birleşik Devletler haricinde, komünizmin başlangıç aşamasında olduğu yerlerde, komünist partiler ve beşinci kollar Hristiyan uygarlığına karşı artan bir gözdağı ve tehlike teşkil etmektedir.
فيما عدا دول الكومنولث البريطانية، والولايات المتحدة، حيث مازالت الشيوعية في مهدها فإن الأحزاب الشيوعية أو من يمثلون الطابور الخامس يشكلون تحديا متزايدا خطرًا على الحضارة المسيحية

Bay Rathburn ya bir sonraki doktoru da kendiniz için tehlike teşkil etmediğinize dair ikna edersiniz ya da hakkınızda rapor tutup sizi 72 saat gözetim altında tutar.
يا سيّد (راثبون) إمّا أن تقنع الطبيب ، القادم ، أنّك لست خطرًا على نفسك أو سيصنّفك كـ 5150 . و يحجزك 72 ساعة