Sizi temin ederim ki Dr. Wells, o tehlikeli değil. | Open Subtitles | يمكنني أن أؤكد لكم، الدكتور ويلز، وقال انه ليست خطيرة. |
Bu daha yeni oldu, tamam mı? Henüz tehlikeli değil. | Open Subtitles | لقد حدث هذا منذ قليل , إنها ليست خطيرة بعد |
Çamur tehlikeli değil. Çamur toksin değil. Çamur zehirli değil, çamur size zarar vermez. | Open Subtitles | الطين ليس خطيراً وليس له تأثير وليس ساماً ولا يؤذيك |
O tehlikeli değil. Hep onunla olmak istiyordu. | Open Subtitles | أنه ليس خطيراً لقد أراد أن يكون معها للأبد |
Yani köpek balıkları bir çok insanın düşündüğü kadar tehlikeli değil. | TED | أسماك القرش ليست خطرة مثل مايجعلها معظم الناس أن تكون. |
Ama gaz dolu odalarda olmaz, sadece tehlikeli değil aynı zamanda aptalca! | Open Subtitles | ولكن ليس في غرفة الغاز ليس خطراً فحسب ، بل هذا غباء |
Evet, bu çocuk tehlikeli değil, evsiz pis bir eski askerle karşılaştırınca hiç değil. | Open Subtitles | ,نعم, هذا الولد ليس خطرا مقارنة مع ذلك الجندي الهارب القذر |
Teknoloji departmanına transfer edildim, o yüzden o kadar tehlikeli değil. | Open Subtitles | لقد إنتقلت إلى القسم التقني , لذا هي ليست خطيرة إلى ذلك الحد |
Radyasyon düzeyleri biraz yüksek, ama tehlikeli değil. | Open Subtitles | ترتفع مستويات الإشعاع بشكل قليل، لكنّها ليست خطيرة |
Bu sadece spor. Bokstan ya da araba yarışından daha tehlikeli değil. | Open Subtitles | إنها رياضة ليست خطيرة كالملاكمة أو سباق الركض |
Tamam, bak. Daha yeni oldu bu, tamam mı? Henüz tehlikeli değil. | Open Subtitles | لقد حدث هذا منذ قليل , إنها ليست خطيرة بعد |
Teknoloji departmanına transfer edildim, o yüzden o kadar tehlikeli değil. | Open Subtitles | لذا هي ليست خطيرة إلى ذلك الحد |
Ah, hayır. O tehlikeli değil. Yani, biraz kaba ... | Open Subtitles | لا، إنه ليس خطيراً أقصد، أنه نوعاً ما وقح، يشتم كثيراً |
Hayır, o tehlikeli değil. | Open Subtitles | لا، إنه ليس خطيراً أقصد، أنه نوعاً ما وقح، يشتم كثيراً |
Ben o sinir bozucu ve katılıyorum Bir hainin biraz , ama o tehlikeli değil . | Open Subtitles | أوافقك بأنه محبط وربما وغد قليلاً لكنه ليس خطيراً |
Artık o kadar da tehlikeli değil, değil mi? | Open Subtitles | انه ليس خطيراً الان ، اليس كذلك |
-Pantolon giyen bir bayan tehlikeli değil daha çok basit görünüyor. | Open Subtitles | حقا أن سيدة ترتدى بنطلون ليست خطرة,بصورة واضحة |
Sevgiler, Baban.'' (Kahkahalar) Bu tivitin harika yanı, tıpkı çoğu trol gibi çok da kötü değil çünkü bana ''leporsi'' dilemiş, ''leprosi'' (cüzzam) değil ve ''leporsi'' hiç de tehlikeli değil. | TED | كل الحب، أبوك" (ضحك) الآن، الشيء العظيم عن هذه التغريدة إذا نظرت إليها، كمثل معظم المتصيدين، إنها ليست بذلك السوء، لأنه يتمنى لي "الذجام" بدلاً من "الجذام"، و" الذجام" ليس خطراً على الإطلاق. |
Tekrar söylüyorum, tehlikeli değil, o sadece bazı şeyleri çok derinden hisseder. | Open Subtitles | مجددا. هو ليس خطرا انه فقط يشعر بالاشياء بشكل أعمق |
O tehlikeli değil. | Open Subtitles | ..هي ليست خطيره |
15 kilometre yükseklikte kafayı bulmak tehlikeli değil mi? | Open Subtitles | إليس ذلك خطير ان تأخذ أدوية من على 10 الف قدم في الهواء ؟ |
Bu yöntem Nen kovucu kullanmak kadar tehlikeli değil. | Open Subtitles | "هذا الأسلوب ليس خطرًا بقدر انتزاع "النين"" |
Ne, eroin zaten yeterince tehlikeli değil mi? | Open Subtitles | الهيروين ليس خطير بما يكفي ؟ |