Onlar için tek önemli şey güvenleri. | Open Subtitles | لديهم فقط شيء واحد لصالحهم: ثقتهم بأنفسهم |
Onlar için tek önemli şey güvenleri. | Open Subtitles | لديهم فقط شيء واحد لصالحهم: ثقتهم بأنفسهم |
Sanki tek önemli şey buymuş gibi. | Open Subtitles | وكان هذه هي المسألة. |
Sanki tek önemli şey buymuş gibi. | Open Subtitles | وكان هذه هي المسألة. |
Ama, bir gün ailenin tek önemli şey olduğunu farketmesini umuyorum. | Open Subtitles | لكن أتمنى يوما ما قريبا أن يدرك أن العائلة كل مايهم. |
Çünkü babamın dediği gibi, tek önemli şey hayatta kalmak. | Open Subtitles | لأنه النجاة هي كل مايهم فقط مثلما كان يقول أبي |
tek önemli şey, onun ölmüş olması. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المهم هو أنه قد مات |
Senin için tek önemli şey kazandı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المهم هو العظيم الأسود |
Ama şimdi buradayım ve tek önemli şey bu değil mi? | Open Subtitles | ولكنني هنا الآن وهذا كل مايهم, صحيح؟ |
Şu anda tek önemli şey o. | Open Subtitles | وهو كل مايهم الآن |