Çin gibi hızlı kentleşme, kitlesel göç sürecinin ülkelerde bu durum daha ağırdır, köylerde yaşlı insanlar tek başlarına yaşamaya terk edilmiştir. | TED | وأكر حدّة ببلدان مثل الصين، حيث تسببت عمليّة التحضّر السريع والهجرة الجماعية في ترك كبار السن بمفردهم في القرى. |
Ama Ruslar tek başlarına faşizme karşı savaşın yükünü çektiğini ve batının yeterince etkili olmadığını zannediyorlardı. | Open Subtitles | لكن الأمر بدا للروس أنهم يحملون بمفردهم عبء الحـرب ضـد النظم الفاشيـه وأن الغرب لا يقوم بما يكفى |
Çünkü çok uzun zamandır, büyük finansal aktörleri tek başlarına bıraktık. | TED | لأنه مضى وقتٌ طويلٌ، على تركنا الفاعلين الماليين الكبار لوحدهم. |
Sadece hayatla tek başlarına yüzleşmekten korkuyorlar. | Open Subtitles | هم فقط خائفون من الإمتِلاك لمُوَاجَهَة الحياةِ لوحدهم. |
Büyük yaratıcılar, düşünürler, sanatçılar, bilim adamları, mucitler kendi çağlarının insanlarına karşı tek başlarına durmuşlardır. | Open Subtitles | الصانعون العظام، المفكرون، ال فنانون، العلماء، المخترعون وقفوا وحدهم ضد رجال عصرهم |
Belki Bayan Bristow ve babası Bay Tippin'i tek başlarına kurtarmaya çalışacaktır-- | Open Subtitles | وهذا ربما يعن أنها لربما تحاول هى ووالدها تحرير السيد تيبين وحدهما ؟ |
Tanklara tek başlarına karşı gelen insanlar vardı. | Open Subtitles | أتذكر مواقف لأشخاص تصدوا فرادى لدبابات العدو |
Bekâr kadınların en büyük derdinin evde tek başlarına boğulup ölmek olduğunu sanırdım. | Open Subtitles | أعتقد أن أكبر قلق لإمرأة عزباء هو الإختناق حتى الموت بمفردها في شقتها |
tek başlarına yaşamayı ve kendi kendilerine yürümeyi öğrenmeleri birkaç yıl daha alacak. | TED | ستتعلم الحياة وحدها وستحتاج إلى بضع سنوات أخرى لتمشي وحدها |
tek başlarına çalışmıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتم مساعدتهم |
Kafa avcılarını, güçlü avcı. Onlar tek başlarına dolaşmazlar. | Open Subtitles | القناصون وصائدى الرؤؤس فهم لا يسافرون بمفردهم |
Yardımımıza ihtiyaçları var. tek başlarına savaşamazlar. | Open Subtitles | يحتاجونمساعدتنا، لا يمكنهم القتال في هذه الحرب بمفردهم |
Yardımımıza ihtiyaçları var. tek başlarına savaşamazlar. | Open Subtitles | يحتاجونمساعدتنا، لا يمكنهم القتال في هذه الحرب بمفردهم |
Çocukla kadın bunları tek başlarına yapmış olamazlar. | Open Subtitles | مستحيل أن الولد والفتاة فعلوا كل هذا بمفردهم |
Ben çocukken, bazılarımız 10 günlüğüne tek başlarına ormana yollanırdı. 10 gün boyunca yalnız mı? | Open Subtitles | عندما كنت طفلة, العديد من الأطفال كانوا يرسلون لداخل الغابة 10 أيام لوحدهم |
Sana söylemiştim, tek başlarına kalamazlar. Pekala.O zaman onları sana bırakıyorum. | Open Subtitles | أخبرتك، لا يمكنهم البقاء لوحدهم حسناً، إذاً سأدعهم يبقون معك |
"Burada tek başlarına savaşıp hayatlarını verdiler böylece bu ulus dünyadan silinmedi." | Open Subtitles | قاتلوا هنا لوحدهم وتخلوا عن حياتهم... لكي تبقى هذه الأمة... |
Çocuklarımın gece tek başlarına soğukta kalmalarını istemem. | Open Subtitles | لن أسمح لأطفالي بالجلوس وحدهم في شارع مظلم خطر ليلاً |
Hayır. Çocukların tek başlarına uçmasını bekleyemezsin Nick. | Open Subtitles | أنت لم تقصد أن تترك الأطفال يسافرون وحدهم يا نيك |
Fakat bireyler tek başlarına bunu başaramazlar. | Open Subtitles | لكن الأفراد وحدهم لا يستطيعون تغيير الوضع القائم |
Azim ve kararlılık tek başlarına bütün güce sahiptir. | Open Subtitles | المثابرة والعزم وحدهما يمثلان القوة كلها. |
tek başlarına yaptıklarına eminim. | Open Subtitles | أنا على قناعة انهما خططا وحدهما |
Ve bu etkiler tek başlarına çalışmıyorlar. | TED | وهذه التأثيرات لا تأتي فرادى. |
Erkekler, yuvalarını tek başlarına nehir kıyısına kurarlar ve dişilerin gelmesini beklerler. | Open Subtitles | تقيم الـذكور بمفردها على أراضيها بجانب النهر وبعد ذلك تنتظر خروج الإنـاث |
İlaçlar tek başlarına tedavi edemez, özellikle klinik açıdan depresif olanları. | TED | الأدوية وحدها لن تكفي ، خاصة للأشخاص المصابين بإكتئاب سريري. |
tek başlarına çalışmıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتم مساعدتهم |
Onur ile mertlik, tek başlarına savaşı haklı çıkartmazlar. | Open Subtitles | الشرف والشجاعة لوحدهما لايبرر الحرب. |