Bunu sadece tek bir kişiye söyledim ki o da benim yaptığımı keşfettiği içindi. | Open Subtitles | انه شىء قلته لشخص واحد فقط و هذا لأنه اكتشفنى افعله |
Dan, videoları tek bir kişiye kadar takip edebilir misin? | Open Subtitles | دان، ولست بحاجة لك لمعرفة ما إذا كان يمكنك تتبع الفيديو لشخص واحد على وجه الخصوص الآن. |
Evet, ama dikkatli ol arabanda sadece tek bir kişiye yetecek yer var. | Open Subtitles | و عليك أن تختار لديك مكان لشخص واحد |
Biliyorsunuz bu Noel şeyi sandığım kadar zor değil ve neden bu kadar çok eğleniyorlar bu tek bir kişiye bağlı olmalı | Open Subtitles | أعتقد عيد الميلاد شيء لَيسَ صعب كمايَبْدو وسبب المرحهم يعود الي اي اسخص |
Biliyorsunuz bu Noel şeyi sandığım kadar zor değil ve neden bu kadar çok eğleniyorlar bu tek bir kişiye bağlı olmalı | Open Subtitles | أعتقد عيد الميلاد شيء لَيسَ صعب كمايَبْدو وسبب المرحهم يعود الي اي اسخص |
Lady Guinevere'nin hayatını tek bir kişiye borçluyuz. | Open Subtitles | نحن ندين بحياة السيدة جوينيفير لرجل واحد فقط |
Bütün bir sınıf asla tek bir kişiye sataşmaz! | Open Subtitles | إنّ الصنفَ بكامله لا يتحامل أبداً على شخص واحد |
tek bir kişiye yetecek kadar su ve yiyecek vardı. | Open Subtitles | وبالكاد معنا ماء وطعام يكفي لشخص واحد |
tek bir kişiye duyulan bu gizli bağlılık hissi. | Open Subtitles | هذا الشعور الكامن مرفق لشخص واحد |
Kalbimi ancak ve ancak tek bir kişiye verdim. | Open Subtitles | أنا أعطيته لرجل واحد فقط |
Adamı tanıyan tek bir kişiye bile ulaşamadım. | Open Subtitles | لم أستطيع العثور على شخص واحد يعرف في الواقع الرجل |
Yani sessiz bir ortak. İki alanda da tek bir kişiye ait kanıt var. | Open Subtitles | وهذا يعني أنه شريك صامت أظهرت مواقع التخلص دليلا على شخص واحد |