Beyin hakkında konuştuğumuzda, tek boyutlu ya da basit ya da indirgemeci olmanın tam tersini yapıyoruz. | TED | عندما نتحدث عن الدماغ، إنه أي شيء لكن أحادي أو مبسط أو إختزالي. |
Ayrıca tek boyutlu çünkü ağızlarımız böyle biçimlendirilmiş. | TED | و هو أيضًا أحادي البعد لأن أفواههنا مخلوقة بهذه الطريقة. |
Neden tek boyutlu? | TED | لماذا يعد التخاطب أحادي البعد؟ |
tek boyutlu çünkü o ses. | TED | يعد التخاطب أحادي البعد لأنه صوت. |
Ağzımız tek boyutlu ses oluşturmak için biçimlendirilmiş. | TED | أفواهنا مصممة لعمل صوت أحادي البعد. |
Bu zincire pasif olarak üç boyutlu herhangi bir şekil programlayabilirsiniz. İki veya tek boyutlu da olabilir. | TED | وهكذا يمكنك أساسا برمجة أي شكل ثلاثي الأبعاد -- أو أحادي الأبعاد أو ثنائي الأبعاد -- في هذه السلسلة بطريقة خاملة تماما. |
Biyokimyasal bir dengesizlik hakkında şeyler duyacağız veya ilaçlar hakkında veya öznel deneyimimizi alacak ve moleküllere ya da belki depresyon ya da şizofreni hastası olmanın nasıl olduğuna dair çok düz, tek boyutlu bir anlayışa dönüştürecek çok basit bir düşünce hakkında duyacağız. | TED | سوف نسمع عن إختلال التوازن البيوكيميائي أو سوف نسمع عن المخدرات أو سنسمع عن أفكار مبسطة جداً والتي سوف تأخذ خبراتنا الوهمية وتحولها إلى جزئيات، أو ربما إلى نوع من الشيء السهل جداً، فهم أحادي لما هو عليه عندما يكون لديك إكتئاب أو إنفصام في الشخصية. |
Burası Manhattan. Konuyla ilgisi yok ama, Central Park. Uzaktan bakınca kablo tek boyutlu görünüyor. Ama hepimiz biliyoruz ki, kablonun bir kalınlığı var. | TED | في منطقة منهاتن، أنت في (سنترال بارك) -- خرجنا من الموضوع قليلا -- و لكن هذا السلك يبدو أحادي البعد من المسافة التي ننظر إليه، و لكن أنت و أنا جميعنا نعلم أن هذا السلك له سماكة. |