Görünüşe göre işe yaramıyor muhtemelen Tek düşünebildiğim senin masanda mı onunkinde mi yaptığınız olduğu için. | Open Subtitles | و من الواضح أن هذا لا ينفع , ربما لأنه كل ما أفكر به هو لو انكما تغازلتما على مكتبك أم مكتبها؟ |
Balo gecesinin Kyle'la mükemmel geçmesini istiyorum ama Tek düşünebildiğim masalar, sandalyeler ve geri ödenmeyen depozitler. | Open Subtitles | ما اريده من الحفلة ان تكون رائعة مع كايل . . وكل ما استطيع التفكير به إستئجار طاولة وكرسي وعدم التفكير |
Tek düşünebildiğim ona karşı ne kadar kötü davrandığım söylediğim son şeyler. | Open Subtitles | كل ما استطيع التفكير به هو كم كنت قاسياً معها والكلمات الأخيرة التي قلتها لها |
Tek düşünebildiğim buydu. Ben, küçük hanım Lulu, çocuk oyuncağı. | Open Subtitles | هذا كل ما كنت أفكر فيه انا، الآنسة الصغيرة لولو، هدفا سهلا غبية |
Kitabı öğrendiğin zaman Tek düşünebildiğim şey kendimi nasıl affettiririm oldu. | Open Subtitles | .. منذ أن علمت بشأن الكتاب الشئ الوحيد الذي أفكر به هو كيفية التعويض عليك |
Tek düşünebildiğim fotoğrafını gösterdiğiniz yanan adam. | Open Subtitles | كل ما أفكر به هو تلك الصورة للمحترق الذي أريتني |
Çünkü gözlerine baktığımda Tek düşünebildiğim her günün her dakikasını o gözlere bakarak geçirmeyi istemek. | Open Subtitles | حينما أنظر لعيناكي، كل ما أفكر به هو كيف أود أن أنظر إلي تلك الأعين كل يوم وكل دقيقة. |
ve Tek düşünebildiğim onu nasıl geri getirebileceğim. | Open Subtitles | و كل ما أفكر به هو كيفية استعادتها |
Kyle'la mükemmel bir gece olmasını istiyorum ama Tek düşünebildiğim masa ve sandalye kiraları ve geri ödenmeyen depozitler. | Open Subtitles | انا اريد الحفلة ان تكون ليلة رائعة مع كايل وكل ما استطيع التفكير به استئجار طاولة وكرسي والايداعات الغير مرتجعة |
Balo gecesinin Kyle'la mükemmel geçmesini istiyorum ama Tek düşünebildiğim masalar, sandalyeler ve geri ödenmeyen depozitler. | Open Subtitles | ما اريده من الحفلة ان تكون رائعة مع كايل . . وكل ما استطيع التفكير به إستئجار طاولة وكرسي وعدم التفكير |
Tek düşünebildiğim birbirimizden ne kadar uzaklaştığımız oldu. | Open Subtitles | كل ما استطيع التفكير به هو مدى ابتعادنا عن بعضنا |
Tek düşünebildiğim şey sizi bir daha göremeyeceğimdi. | Open Subtitles | كل ما كنت أفكر به هو أنني لن أراكم مجدداً يافتيات |
En beteri de, Tek düşünebildiğim şeyin | Open Subtitles | والأمر الوحيد الذي أفكر به |
Tek düşünebildiğim buydu aslında. | Open Subtitles | هذا الشيء الوحيد الذي يمكن أن أفكّر به. |
Ama Tek düşünebildiğim onlardan kaçabilirsem polisi geçebilirsem güvende olabileceğimdi. | Open Subtitles | ولكن كل ما كنت أفكّر به هو ان اقوم بعبوره للحظة واحدة أتسلل من الشرطة فحسب |
Gün batımında araba sürerken Tek düşünebildiğim, neredeyse oyunlarım kadar güzel olduğu. | TED | حين أقود عبر طريق عند الغروب كل ما أستطيع التفكير فيه هو إن هذا يكاد أن يكون بجمال ألعابي |
Demek istediğim başkaları ne derse desin umrumda bile değil, bunu anlatmaya çalışıyorum Bir daha ki sefer için Tek düşünebildiğim gözlerine saatlerce bakmak hayatımın geri kalanı için hergün gözlerine bakmak için bir şans bulabilmek bu kulağa harika bir anlaşma gibi geliyor. | Open Subtitles | أريد أن أقول أنه لا يهم ما أخبرنى به أحد كل ما أفكر فيه هو المرة القادمة التى أحدق فيها فى عينيك وإذا سنحت الفرصة التى أفعل فيها هذا كل يوم بقية حياتى.. |
Yemekte eski günleri anıyorlardı ama Tek düşünebildiğim o zamandan beri hayattan ne kadar çok şey beklediğimdi. | Open Subtitles | لكن كل ما استطعت التفكير به هو كم من المزيد أوده من الحياة الآن أكثر مما فعلت حينها |
Tek düşünebildiğim o kırmızı mayolu güzel kadındı. | Open Subtitles | كل ما افكر به تلك المرأه بالمايوه الاحمر |
Şu anda Tek düşünebildiğim Rita'nın mutfağının kokusu. | Open Subtitles | "كلّ ما أفكّر به الآن هو رائحة مطبخ (ريتا)" |
Ama Tek düşünebildiğim oydu. | Open Subtitles | ولكنها كانت تشغل كل تفكيري |