| Üç haftadır bahsettiğim tek dava. | Open Subtitles | القضية الوحيدة التي كنتُ أتحدث بشأنها حوالي الثلاثة أسابيع |
| Çözmeme yardım ettiği tek dava bu değildi. | Open Subtitles | انها ليست القضية الوحيدة التي ساعدتني على حلها |
| Bu Başsavcının asistanının üzerinde çalıştığı tek dava. | Open Subtitles | هذه هي القضية الوحيدة التي كان يترافع بها مساعد المدعي العام |
| Şu anda elimizde olan tek dava Kirsten'e karşı olan cinayet davası. | Open Subtitles | القضية الوحيدة التي أمامنا هي مقتل البيرغ على يد كيرستن |
| Senin inandığın tek dava, kendinsin. | Open Subtitles | القضية الوحيدة التي آمنت بها هي أنت |
| tek dava bu mu? | Open Subtitles | هل هذه هى القضية الوحيدة ؟ |
| Adrian Monk'un hayatının aşkı ve çözüme ulaştıramadığı tek dava. | Open Subtitles | ( حب حياة ( أدريان مونك و القضية الوحيدة التي لم يستطع حلها |