Ona hayatı boyunca bulabileceği tek işi bulan bendim. | Open Subtitles | أنا حصلت له العمل الوحيد كان أي وقت مضى الحصول ستعمل. |
Park görevlilerinin tek işi doğayı korumak değildir. | Open Subtitles | حماية الطبيعة ليست العمل الوحيد لحارس المنتزه. |
Onun tek işi pis kokan bir lağımdadır. | Open Subtitles | العمل الوحيد الذي هو يُحْصَلُ على في a بالوعة كريهة الرائحة. |
Ama tek işi bu değil. | Open Subtitles | و لكن ذلك ليس كل ما يعمله |
Roosevelt Adası'nın dışındaki otoparkın sahibi. Ama tek işi bu değil. | Open Subtitles | هو يمتلك كراج فى (روزفلت آيلاند) و لكن ذلك ليس كل ما يعمله |
Elimdeki tek işi o çocuğa verdim. | Open Subtitles | أعطيت الفتى العمل الوحيد الذي لدي |
Marcus'un tek işi korsan DVD satmak. | Open Subtitles | العمل الوحيد الذي يقوم به (ماركوس) هو بيع الإسطوانات المزيفة |