Bu bebeği doğurtacak tek kadın o. | Open Subtitles | مُنذ أن كنت طفلة صغيرة وهي المرأة الوحيدة التى تستطيع توليد هذا الطفل |
Onunla veli toplantısında tanıştık ve fiziksel şiddete karşı yürütülen kampanyada suratına bir tane geçirmek istemediğim tek kadın o. | Open Subtitles | زوج (دانا). قابلتها في غداء رابطة المعلمين والآباء. وهي المرأة الوحيدة في حملة محاربة التنمر |
Hayatım boyunca önemsediğim tek kadın o yaratık tarafından ele geçirilmiş durumda. | Open Subtitles | المرأة الوحيدة التي اهتم بها علقت بداخل ذلك الوحش |
Değer verdiğim tek kadın o canavarın içinde kapana kısılı. | Open Subtitles | المرأة الوحيدة التي اهتممت بها محبوسة داخل هذه الوحش |