"tek o" - Translation from Turkish to Arabic

    • هو الوحيد
        
    • إنه الوحيد
        
    • هي الوحيدة
        
    • هي كل
        
    • فهو الوحيد
        
    • سواه
        
    • الشخص الوحيد الذى
        
    • إنّه كلّ
        
    • إنها كل
        
    • إنها الوحيدة
        
    • هي الوحيدةُ
        
    • هي الشخص الوحيد الذي
        
    • وهو الوحيد
        
    • هو الشخص الوحيد
        
    • ليس الوحيد
        
    Çenesini kapalı tutmayı bilen bir tek o var tanıdığım bazı insanların aksine. Open Subtitles هو الوحيد الذي يعرف كيف يبقي فمه مغلقاً على خلاف بعض من أعرف.
    Bir tek o bana bu sandalyeye düştüğümden beri farklı şekilde bakmadı. Open Subtitles عندما أصبحت مقعدا كان هو الوحيد الذى لم ينظر الى بشكل مختلف
    Kik öyle dedi. Aslında senin hazır olmadığını söyleyen bir tek o vardı. Open Subtitles فى الواقع ، إنه الوحيد الذى قال بأنك لست مستعدة لذلك بعد
    Ve ben yaşadığım sürece onları bir tek o söyleyecek. Open Subtitles وطالما انا علي قيد الحياة ستكون هي الوحيدة التي تغنيهم
    Onu da kaybedemem. Bir tek o kaldı. Open Subtitles لا يمكنني ان اخسرها هي ايضا , هي كل ما تبقى لي
    Aramızda rüyalarının peşinden bir tek o koşturuyor ve şu anda o rüyaya çok yakınız ve "en kötüsü geri kaldı" sözüne inanıyorum. Open Subtitles فهو الوحيد الذي تجاسر علي الحلم والآن نحن قريبون جدا وانا اصدقه عندما قال ان الاسوأ قد فات
    Toplantıda bahsi geçenleri bilen herkes temize çıktı. Bir tek o hariç... Open Subtitles برّأنا جميعَ من علموا بما حدثَ في ذلك اللقاء سواه.
    Onlar, o dağa tırmanan ilk kişilerdi. Yalnız başına o dağa, tek o tırmandı. Open Subtitles لقد تسلقوه بالفعل وهو الشخص الوحيد الذى يمكنه تسلّقه بمفرده
    Ailemden geriye bir tek o kaldı. Bırak gitsin. Open Subtitles إنّه كلّ ما بقي لي من عائلة أطلق سراحه فحسب
    Bo'nun hayatı tehlikede. Soyumdan geriye kalan bir tek o var. Open Subtitles حياة بو في خطر إنها كل من تبقى لي في سلالتي
    Sakinleş. Parasını hâlâ ödüyorum. Elimde bir tek o var. Open Subtitles إهدأ مازلتُ أدفع ثمنها إلى الآن إنها الوحيدة التي أملكها
    Tekboynuzların içinde pişmanlığı ve aşkı bilen bir tek o var. Open Subtitles بن كُلّ وحيدات القرن، هي الوحيدةُ الذي تعْرفُ معنى الندم . . و الحبّ
    Bir tek o aklını başına getirir. Open Subtitles علينا إيجاد فيل هو الوحيد الذي يستطيع أن يتفاهم معه
    Bir tek o doğru şekilde halledilmiş. Kafanın arkasından iki kurşun. Open Subtitles هو الوحيد الذي قتل جيدا ضربتين علي مؤخرة الراس
    Aşağı kadar inmeyi bir tek o başardı. Open Subtitles هو الوحيد الذي تمكن من الوصول الى النهاية
    Bir tek o bunu durdurmaya çalıştı ama reddedildi. Open Subtitles إنه الوحيد الذى حاول منع ذلك و لكن تم تجاوزه
    Resme bulaşan ilaca temas eden bir tek o vardı. Open Subtitles إنه الوحيد الذي يتعامل مع العقاقير التي تملأ الصورة
    Başrol için gerekli karizmaya ve yeteneğe bir tek o sahip. Open Subtitles إنه الوحيد الذي لديه الجاذبية والجرأة ليقوم بالدور الرئيسي
    Yani, gerçekten orada olan bir tek o vardı. Open Subtitles هذا ليس عدلا أعنى لقد كانت هي الوحيدة التي ذهبت
    Yarış imparatorluğumdan geriye bir tek o kaldı. Open Subtitles هي كل ما تبقى من ألعابي بالإمبراطورية.
    Çok iyidir. Seni bir sonraki aşamaya bir tek o çıkarabilir. Open Subtitles هو الافضل فهو الوحيد الذي سياخذك للمرحلة التاليه
    Tüm fotoğraflarda bir tek o var be! Open Subtitles انظر إلى الصور، لا يوجد سواه فيها
    Melanthius diye biri gerçekten de varsa, bir tek o yardım edebilir. Bana söz verdin. Open Subtitles لو كان "ملانثيس" موجود حقاً فأنة الشخص الوحيد الذى يمكنة
    Bana onları hatırlatacak elimde bir tek o kaldı. Open Subtitles إنّه كلّ لديّ لأتذكرهم.
    Onun yanında olmalıyım. Elimde bir tek o kaldı. Open Subtitles أحتاج أن أكون هنا لأجلها إنها كل ما أملك
    Nerede kaldığımı bilen bir tek o'ydu. Open Subtitles إنها الوحيدة التي كانت تعلم مكان تواجدي.
    Bir tek o evlenmedi. Open Subtitles هي الوحيدةُ لَيسَت مُتَزَوّجةَ.
    Ama sen, bana bir şey söylemezsen geride dinleyeceğim bir tek o kalıyor. Open Subtitles حصنا، لكن إذا لم تخبرني بشيئ ستكون هي الشخص الوحيد الذي سأستمع إليه
    Yüzbaşı Rejeev'in komutasındaki tüm askerler ölmüş, bir tek o sağ kalmış. Open Subtitles كُلّ شخص مِنْ رجال كابتن رانجيف قُتِلَ. وهو الوحيد الذى نجا .
    İki ekiple de çalışan bir tek o çünkü. Open Subtitles هو الشخص الوحيد الذي عمل بكلتا المجموعتين
    Besbelli böyle düşünen bir tek o değilmiş. Open Subtitles من الواضح أنه ليس الوحيد الذي يفكر في هذا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more