"tek silah" - Translation from Turkish to Arabic

    • السلاح الوحيد
        
    • المسدس الوحيد
        
    • مسدّس
        
    • مسدس واحد
        
    • هناك سلاح واحد
        
    Bu köpek, içindeki o hastalıklı kısmı çıkartabilmemiz için elimizdeki tek silah! Open Subtitles هذا الكلب هو السلاح الوحيد الذي لدينا من اجل اقتلاع هذا المرض
    Taç kılıç. Sizin zırhınızı geçebilecek, dünyadaki tek silah efendim. Open Subtitles هذا هو سيف اكليل الزهور السلاح الوحيد القادر على هزيمتك
    Bazen hayatta sahip olduğumuz tek silah budur. Open Subtitles أحياناً يكون هو السلاح الوحيد الذي نمتلكه في الحياة
    Bu koca evrende beni öldürebilecek tek silah. Open Subtitles هذا هو المسدس الوحيد في الكون الذي يمكنه أن يقتلني
    tek silah ve tek mermi. Open Subtitles مسدّس بطلقة واحدة حتى أقتل نفسي قبل تضوّري جوعًا؟
    tek silah, tek kurşun, tek şans. Open Subtitles مسدس واحد, رصاصة واحد وفرصة واحدة
    Böyle bir şey atabilecek bildiğim tek silah var, DX-4. Open Subtitles هناك سلاح واحد أعرفه يستطيع إطلاق شيء كهذا
    Etkili olabileceğini düşündüğüm tek silah onlar. Open Subtitles هم السلاح الوحيد الذي يمكنني التفكير بهم ولهم تأثير
    Bu galakside beni yok edebilecek tek silah orada. Open Subtitles بداخله السلاح الوحيد في هذه المجرة له مقدرة على تدميري
    Bu galakside beni yok edebilecek tek silah orada. Open Subtitles بواسطتها، تكون السلاح الوحيد فى المجرة القادر على تمديرى
    Tabanca kılıfı istemeyen tek silah akıldır. Open Subtitles الدماغ هو السلاح الوحيد الذي لا يحتاج لــ قراب
    Bu çekiç, yapıldığı güçlü ağacı öldürebilecek tek silah. Open Subtitles هذه المطرقة هي السلاح الوحيد إنها تستطيع قتل الشخص الذي جاء من الشجرة
    Hayat Ağacı'nı yok edebilecek tek silah o. Open Subtitles إنه السلاح الوحيد الذي يمكنه من خلاله قتل شجرة الحياة
    Bu bir kökeni öldürebilecek tek silah. O yüzden bende kalacak. Open Subtitles إنّه السلاح الوحيد على وجه الأرض القادر على قتل مصّاص دماء أصليّ، أظنني سأبقيه معي
    Şu anda Card'a karşı kullanabileceğimiz tek silah bu adam, ama onu Miami'ye canlı götürmeliyiz. Open Subtitles في الوقت الحالي هذا الرجل هو السلاح الوحيد ضد كارد لكن علينا أن نعيده إلى ميامي على قيد الحياة
    Bubi tuzağı evde bulunan tek silah değil. Open Subtitles هذه المصيدة لم تكن السلاح الوحيد في المكان
    Asıl önemlisi elimizdeki tek silah bu... ..ve sadece üç mermi kaldı. Open Subtitles إن هذا هو السلاح الوحيد و جلّ ما تبقى لنا هو 3 طلقات
    Evet, onu yenebileceğimizi bildiğimiz tek silah elinde olmadan. Open Subtitles أجل، دون السلاح الوحيد الذي نعرف أنّ بإمكانه هزيمتها
    O 44'lük Hitchens'ın sahip olduğu tek silah. Open Subtitles عيار 0.44 المسدس الوحيد الذي كان بحوزة هيتشنز
    tek silah ve tek mermi. Open Subtitles مسدّس بطلقة واحدة
    Bir tek silah mı var? Open Subtitles مسدس واحد فقط؟
    Ama çok zor bir durumda kalırsan, seçilecek tek silah kalır. Open Subtitles ولكنإذاكنتَمحاصراً، هناك سلاح واحد سيساعدك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more