Tek yaptığın her şeye çocuk kilidi takıp, ebeveynlik kitapları okumak. | Open Subtitles | كل ما تفعله هو وضع أقفال الأطفال و قراءة كُتب الأبوّة. |
Tek yaptığın oturup evraklar arasında boğulmak. | Open Subtitles | كل ما تفعله هو الجلوس هنا تكدح على الورق |
Tek yaptığın herkesi korkutmaktı! | Open Subtitles | أنت لم تفعل شيئاً مفيداً كل ما فعلته هو الخوف فحسب ..أيها الـ |
Tek yaptığın bu adadan kurtulmak için elimize geçen her fırsatı mahvetmekti. | Open Subtitles | كلّ ما فعلتَه قط هو إفساد كلّ فرصة أمامنا للخروج من هذه الجزيرة |
Tek yaptığın, odanda duvarlara bakıp, titreyip kaşınmak. | Open Subtitles | كل ما تفعلينه هو الجلوس هنا في غرفتك تحدقين في الجدران تقرصين وتتشنجين |
Öyle bir şey demedim ben. Söylemek istediğim mermileri tutup silaha yerleştiriyorsun, Tek yaptığın bu. | Open Subtitles | مهمتك هي إعادة الشحن كل ما تقوم به هو وضع قذيفة في فتحة. |
Tek yaptığın onu arabadan atmaksa, neden kaçmaya devam ettin o halde? | Open Subtitles | إذا كان كل ما قمت به هو تركها، فلماذا فررت هاربا؟ |
Tek yaptığın; nöbet tutuyorsun, gençlerin biralarına el koyuyorsun ve seksi bir kadını kelepçeliyorsun. | Open Subtitles | كل ماتفعله التجول في الانحاء ومصادرة البيرة من المراهقين واحيانا تصفد امراة ثملة في زي مثير |
Biliyormusun Doktor, kanserimi tedavi edeceğini söylemiştin, ama Tek yaptığın bana tecavüz etmekti! | Open Subtitles | لقد قلت يا دكتور أنك ستعالج سرطاني لكن كل مافعلته هو اغتصابي |
Her zaman beni sevdiğin hakkında konuşuyorsun. Son beş yıldır Tek yaptığın konuşmak. | Open Subtitles | كل ما تفعله هو الحديث عن حبى هذا هو كل ما نلته فى الخمس سنوات الأخيرة |
Bak dostum, zamanın nasıl söylendiğini biliyoruz, ama Tek yaptığın "49 dakika" demek olacaksa, bir yere varamayız. | Open Subtitles | أسمع يا زميل, نحن نعرف كيف نحسب الوقت كما تعرف أنت لكنا ان نصل الى أي إتفاق إذا كان كل ما تفعله هو تكرار لديك 49 دقيقة |
Tek yaptığın başkalarına zaman vermek. | Open Subtitles | كل ما تفعله.. هو إسالة دموع الآخرين إلى الأسفل |
Tek yaptığın sızlanmak! | Open Subtitles | كل ما تفعله هو التذمر، أنا من عليه أن يعيش مع ما فعلت |
Tek yaptığın kütüphanede oturup Video oyunu oynamak. | Open Subtitles | كل ما تفعله هو الذهاب إلى المكتبة والمسرح |
Tek yaptığın, torunumu ölüm cezasına çarptırmak oldu. Yaptığın bu. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو الحكم على حفيدتي بالموت هذا كل ما فعلت |
Tek yaptığın beni geri çekmek ve ne yapacağımı söylemek! | Open Subtitles | كل ما فعلته هو أن تملي عليّ ما يجب أن أفعله |
Tek yaptığın hastanedeki hasta çocuklara oyuncak vermek. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو أنك أعطيت الألعاب للأطفال المرضى في المشفيات. |
Senin ise Tek yaptığın bu adadan kurtulmamız için elimize geçen her fırsatı yok etmekti. | Open Subtitles | كلّ ما فعلتَه قط هو إفساد كلّ فرصة أمامنا للخروج من هذه الجزيرة |
Çıkmadığımızı bilmen gerek. Tek yaptığın yalan dedikodular yaymak. | Open Subtitles | عليكِ أن تعلمي أننا لا نتواعد, كل ما تفعلينه هو نشر شائعات خاطئة. |
Senin umurunda mı? Tek yaptığın video oyunu oynamak. | Open Subtitles | لم تهتم كل ما تقوم به هو لعب ألعاب الفيديو. |
Seninle ilk tanıştığım günden beri Tek yaptığın sınırı geçmek. | Open Subtitles | منذ أن قابلتك كل ما قمت به هو التعدي على الخطوط |
Tek yaptığın onlar adına karar verip masum kadınları incitmen. | Open Subtitles | كل ماتفعله هو إيذاء إمرأه بريئه التي لم تريدك إتخاذ هذا القرار عنهم |
Tek yaptığın, bana güzel bir karşılama yapmaktı. | Open Subtitles | كل مافعلته أنك حاولتي أن ترحبي . بقدومي بطريقة لطيفة |
Ben sadece diyorum ki avımızın tam ortasına daldı bize tepeden baktı ve senin Tek yaptığın şey gülümseyip, "saçmalama" demek ve ondan özür dilemek oldu. | Open Subtitles | كل ما أقصده هو أنها تلتقي بنا بوسط عملية صيد و تظن نفسها أفضل منّا أخلاقياً , و كل ما تفعله أنت |
Tek yaptığın kaçınılmazı daha zor hale getirmek. | Open Subtitles | كل ما تقومين به هو جعل الأمر الحتمي أكثر صعوبة. |
Tek yaptığın yemek, yatmak ve uzaktan kumanda kullanmak. | Open Subtitles | انظروا إلى من يسخر ،إن كلّ ما تفعله هنا هو... َ ـ... |