Tek yaptıkları, ayakta dikilip sarhoş olmak. Rezalet. | Open Subtitles | كل مايفعلونه أنهم يقفون مجتمعين ويشربون, هذا أعرج |
Tek yaptıkları insanları çalışma hakkından mahrum etmek. | Open Subtitles | فكما ترى، إن كل مايفعلونه يجحدون الناس من حق العمل |
Tek yaptıkları balık tutmak ve yemek, yalnız kalmama izin vermiyorlar, sende kalabilir miyim? | Open Subtitles | كل مايفعلونه صيد السمك وبعد ذلك أكل السمك لكنه ليس مسموح لي البقاء لوحدي لذا، هل يمكنني أن أَبقى معك؟ |
Tek yaptıkları yalan söylemekti. | Open Subtitles | كل ما كان لديهم هو الكذب. |
Tek yaptıkları yalan söylemekti. | Open Subtitles | كل ما كان لديهم هو الكذب. |
Tek yaptıkları kalp krizini elemek oldu. | Open Subtitles | كل ما فعلوه هو منع حدوث نوبة قلبية |
Gerçek Mavi Amerikalılar kendilerine çete diyorlar ama Tek yaptıkları, köşelerde durup İngiltere'yi lanetlemek. | Open Subtitles | الأمريكين الوطنيين يدعون أنفسهم عصابة ولكن كل ما يفعلونه هو فقط الوقوف بجانب الزاوية يلعنون فى انجلترا |
Tek yaptıkları insanları çalışma hakkından mahrum etmek. | Open Subtitles | فكما ترى، إن كل مايفعلونه يجحدون الناس من حق العمل |
Tek yaptıkları kalp krizini elemek oldu. | Open Subtitles | {\pos(192,215)}كل ما فعلوه هو منع حدوث نوبة قلبية |
True Blue American'lar kendilerini çete sayarlar fakat Tek yaptıkları sokağa çıkıp İngiltere'yi lanetlemek. | Open Subtitles | الأمريكين الوطنيين يدعون أنفسهم عصابة ولكن كل ما يفعلونه هو فقط الوقوف بجانب الزاوية يلعنون فى انجلترا |