Çünkü bu orospu çocuğuyla Teksas'tan buraya kadar uğraşmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لانه كان علي ان اصارع هذا الحيوان طوال الطريق من تكساس |
Kyle ile birlikte Teksas'tan bu öğleden sonra uçarak geldik. | Open Subtitles | لقد طرت مع " كايل " من تكساس هذه الأمسية |
Yoksa sιğιrlarιnι nehirden geçirip Teksas'tan götürecek misin? | Open Subtitles | او ستنقل قطيع الماشية من تكساس عبر النهر الاحمر |
Amcanιzιn sürüsünü ta Teksas'tan buraya getirdi. | Open Subtitles | هو من احضرقطيع خالك طوال الطريق من تكساس الى هنا |
Çok yorgun olmalısın, o kadar yol geldin, Teksas'tan. | Open Subtitles | يجب أن تكون استنفدت، القادمة على طول الطريق من ولاية تكساس. |
Teksas'tan sadece ibne ve öküz çıkar Kovboy! Öküze benzemiyorsun, yani ne olduğun belli! | Open Subtitles | اللعنة ، من تكساس تأتينا فقط المواشي و المنحرفين أيها الجندي راعي البقر |
Şimdi alkış istiyorum.... ...Teksas'tan Bayan Mary Jo Wright için. | Open Subtitles | والان استعدوا للأنسه ماري جو رايت من تكساس |
Şimdi alkış istiyorum.... ...Teksas'tan Bayan Mary Jo Wright için. | Open Subtitles | والان استعدوا للأنسه ماري جو رايت من تكساس |
Bu, seni Teksas'tan vurabilirim demek. | Open Subtitles | يعني بأنني أستطيع إطلاق النار عليك من تكساس |
Bak, Teksas'tan popüler yeni gruplarla dönersen ayağına taş değmez. | Open Subtitles | عد من تكساس بفرق جدية مثيرة وستكون نجماً ذهبياّ |
Teksas'tan gelmiş olmalι, çok güzel. | Open Subtitles | هي جميلة بما يكفي لكي تكون من تكساس |
Efendim, ben Teksas'tan basit bir çiftçi çocuğuyum. | Open Subtitles | سيدي, أنا مجرد ولد بسيط من تكساس |
Bir adamı arıyordum, Teksas'tan bir banker. | Open Subtitles | أنا كنت أبحث عن الرجل، a مصرفي من تكساس. |
Vefat etti ve ben naaşını Teksas'tan buraya getirdim. | Open Subtitles | -لقد مات و أنا أحضرت جثته معي من "تكساس" |
Babam Teksas'tan gelmişti, bu bana onu hatırlatacak. | Open Subtitles | تعلم ان ابي من تكساس وهذا يذكرني به |
En kısa sürede Teksas'tan kaçmak isteyebilirsiniz öyle değil mi? | Open Subtitles | هل بمقدورك الخروج من تكساس في ظرف وجيز؟ |
Houston, Teksas'tan Bay ve Bayan Hicks ve Bay ve Bayan Baxter. | Open Subtitles | السيد والسيدة "هيكس و السيد والسيدة "باكستر من هيوستون من "تكساس |
Teksas'tan geldi. Onunla tanιşmalιsιn. | Open Subtitles | هي من تكساس عليك مقابلتها |
Büyük saçları var. Aslında bana onun büyük saçları olduğunu söylememi tembih etti. Çünkü onun büyük saçi olduğunu söylersem, insanlar onun Teksas'tan olduğunu düşünecekler. | TED | وشعرٌ كثيفٌ ايضاً رغم انها اخبرتني انه لا يجب ان اقول انها تملك شعرٌ كثيف لان الناس سوف يظنون ان قلت ذلك انها من ولاية تكساس |
Teksas'tan. | Open Subtitles | من ولاية تكساس. |
- Hadi ama Sergei. Teksas'tan olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | هيا، (سيرجي)، أنت تعرف اني من ولاية تكساس. |