Seni duyuyorum, Debra. Telefonun yanında yürüyorsun. Aşağı bak! | Open Subtitles | أسمعك ديبرا أنت تمشين بجانب الهاتف إنظري للأسفل |
Tek eksiğin evdeki Telefonun yanında duran kırık gece lambası. | Open Subtitles | كل ما أفتقده هو مصباح مكسور بجانب الهاتف |
Telefonun yanında, istediğin zaman beni arayabilirsin. | Open Subtitles | إذاً، أخذت هاتفك معك وتستطيع مهاتفتي في أي وقت |
Telefonun yanında oturup seni aramamı beklemeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تجلسي بجوار الهاتف وتنتظري مكالمتي هل يمكنكِ هذا؟ |
- Şurada, Telefonun yanında. - Sağolun. | Open Subtitles | ـ إنه هناك بجوار الهاتف ـ شكراً |
Arabada, Telefonun yanında beklememiz gerekirdi. | Open Subtitles | يجب أن نكون في السيارة ننتظر قرب الهاتف |
- Cep Telefonun yanında mı? | Open Subtitles | هل معك هاتفك الخلوي؟ |
Cep Telefonun yanında değildi. Anlamıyorum. | Open Subtitles | حاولت الاتصال بك أمس، لم تكن تحمل هاتفك |
Hemen önünde, Telefonun yanında. | Open Subtitles | إنها بالقرب منك، بجانب الهاتف |
Numaralar Telefonun yanında. | Open Subtitles | حسنًا ، الأرقام بجانب الهاتف |
Telefonun yanında kalem var. | Open Subtitles | القلم بجانب الهاتف |
Telefonun yanında mı ? | Open Subtitles | انظري بجانب الهاتف! |
Telefonun yanında bir panel var. | Open Subtitles | "هنالك لوحة بجانب الهاتف" |
Telefonun yanında. | Open Subtitles | بجوار الهاتف بالضبط |
Burada, Telefonun yanında. | Open Subtitles | بجوار الهاتف بالضبط |
Barkley'i görürsen biletinin mutfak masasında Telefonun yanında olduğunu söyler misin? | Open Subtitles | إذا رأيت (باركلي)، هلا أخبرته أن تذاكره على الطاولة بجوار الهاتف في المطبخ؟ |
Laboratuar, Telefonun yanında bulunan bir içecek kutusunda Little Man'in parmak izini buldu. | Open Subtitles | رفع المختبر الجنائيّ بصمة عن عبوة صودا قرب الهاتف تبيّن أنها لـ(ليتل مان) |
Telefonun yanında ol, aramamı bekle. Tamam mı? | Open Subtitles | سأتصل بك فأنتظرني قرب الهاتف |
- Cep Telefonun yanında mı? | Open Subtitles | هل معك هاتفك الخلوي؟ |
- Cep Telefonun yanında mı? | Open Subtitles | هل تحمل هاتفك الخليوي؟ |