"telefonunuz var" - Translation from Turkish to Arabic

    • لديك هاتف
        
    • لديكم هاتف
        
    • لديك مكالمة
        
    • لديك تليفون
        
    • لديك اتصال
        
    • لديكِ هاتف
        
    • لديك الهاتف
        
    • تملكين هاتف
        
    • مطلوب على الهاتف
        
    • هناك مكالمة
        
    • لديك إتصال
        
    Kullanabileceğim bir Telefonunuz var mıdır acaba? Open Subtitles كنت أتساءل إن كان لديك هاتف يمكنني إستخدامه
    Kızınızın aramaya karar verirse diye size ulaşmaya çalışacağı bir Telefonunuz var mı? Open Subtitles هل لديك هاتف هنا بحيث إذا أرادت إبنتك أن تتصل بك؟
    Affedersiniz, Telefonunuz var mı acaba? Open Subtitles اه المعذرة , هل لديكم هاتف من فضلك ؟
    Rahatsiz ediyorum Bay Shaw ama Telefonunuz var. Open Subtitles أأسف لإزعاجكم , سيد.شاو لديك مكالمة هاتفية
    İçeride onu ararım. Bay Riley, ödünç olarak alabileceğim bir Telefonunuz var mı? Open Subtitles سأتصل به.البطارية هل لديك تليفون يمكننى أن أستعملة يا سيد رايلى؟
    Efendim Telefonunuz var. Benim cep telefonumdan arıyorlar. Open Subtitles سيدي ، لديك اتصال إنه على الهاتف الشخصي الخاص بي
    Merhaba. Kullanabileceğim ankesörlü Telefonunuz var mı? Open Subtitles مرحباً، هل لديك هاتف عمومي أستطيع أن أستخدمه؟
    Koç Royal bir Telefonunuz var. Open Subtitles مدرب الملكي، لديك هاتف الاتصال في الدهليز.
    En azından bir Telefonunuz var mı? Open Subtitles هل لديك هاتف هنا , على أقل تقدير ؟
    Pardon, efendim. Ankesörlü Telefonunuz var mı? Open Subtitles من فضلك يا سيدى هل لديك هاتف عمومى ؟
    Kullanabileceğim bir cep Telefonunuz var mı? Open Subtitles هل لديك هاتف خلوى بإستطاعتى استخدامة ؟
    Acaba ödünç verebileceğiniz bir cep Telefonunuz var mı? Open Subtitles لذا هل لديك هاتف يُمكنني إستعارته؟
    Telefonunuz var mı? Open Subtitles هل لديكم هاتف ؟
    Cep Telefonunuz var mı? Open Subtitles هل لديكم هاتف نقال
    California Eyaleti Islah Müessesi'nden bir mahkumdan Telefonunuz var. Open Subtitles لديك مكالمة من سجين بسجن ولاية كاليفورنيا
    Üçüncü hatta Telefonunuz var. Open Subtitles لديك مكالمة هاتفية على الخط الثالث.
    - Afedersiniz efendim. Telefonunuz var. - Not al. Open Subtitles معذره يا سيدى لديك تليفون فلـتـرد أنــــــت
    Efendim Telefonunuz var. Open Subtitles سيدي ، لديك اتصال إنه على الهاتف الشخصي الخاص بي
    Merhaba. cep Telefonunuz var mı acaba? Open Subtitles مرحباً ، هل لديكِ هاتف خلوي ؟
    Kullanabileceğim bir cep Telefonunuz var mı? Open Subtitles نعم هل لديك الهاتف الخليوي يمكنني إستخدامه ؟
    Pirinç likörünüz de var. Peki cep Telefonunuz var mı? Open Subtitles و أرى أنكِ تملكين خمر الأرز هل تملكين هاتف نقال ؟
    Bay Dyle, Telefonunuz var. Telefona bekleniyorsunuz. Open Subtitles السيد "ديـل" من فضلك أنت مطلوب على الهاتف
    - Komutanım ödemeli Telefonunuz var. Open Subtitles سيدي ، هناك مكالمة لك مكالمة على حساب المتَّصل به ماذا؟
    Dr. Hood, Pensilvanya Devlet Sağlık Dairesi'nden acil bir Telefonunuz var. Open Subtitles دكتور (هود) لديك إتصال طارئ من وزارة الصحة لولاية بنسلفينيا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more