Fizik kuralları, yapabileceğimiz teleskobun asgari büyüklüklüğünü tamı tamına bize söylüyordu. | TED | قوانين الفيزياء هي التي تملي حجم التلسكوب الأصغر الذي يمكن بناؤه. |
teleskobun aynalarının yapımı da kendi içinde büyüleyici. | TED | لذلك فان صنع المرايا فى هذا التلسكوب شىئ مذهل فى حد ذاته. |
teleskobun icadından uzun zaman önce çeşitli uygarlıklar bu süpernovaları kayıt altına almıştır. | TED | سجلت حضارات مختلفة هذه الانفجارات النجمية العظيمة قبل اختراع التلسكوب بمدة طويلة. |
Birkaç yıldır üzerinde çalıştığım teleskobun adı Murchison Widefield Dizisi ve şimdi size inşa sürecinin zaman çizelgesini göstereceğim. | TED | الآن، التيليسكوب الذي عملت عليه لعدة سنوات يسمى مرشيستون مصفوفة الحقل الواسع، وسأعرض لكم فيديو قصير عن كيفية صنعه. |
Bilim adamları yeni lenslerin teleskobun buğulu görüşünü keskinleştirmesini umuyordu. | Open Subtitles | تأمل العلماء أن توضح العدسات الجديدة صور التيليسكوب المشوهة |
William Herschel teleskobun bir zaman makinesi olduğunu anlayan ilk insandı. | Open Subtitles | كان وليام هرشل أول من عرف أن المنظار هو آلة زمن |
Bir de teleskobun diğer ucundan bakacak olursanız, yatıştığımda bir bebe kadar güçsüzümdür. | Open Subtitles | وللنظر في مادة أخرى عن أخرى , يتوقف المنظار حالما يتركب به |
Bu tekniğin işlemesi için atmosferin olumsuz etkisini sürekli olarak düzelten bir ayna, teleskobun optik sistemine eklenir. | TED | تلك التقنية تعمل بعرض مرآة في نظام التلسكوب البصري ذلك يعدل بشكل دائم لمواجهة ما يعمله الجو لك |
Bu tıpkı bir teleskobun ya da mikroskobun görüş gücünüzü yeniden ayarlamasına benziyor; bence bilgisayar simülasyonları sezgilerinizi çok büyük uzay ve zaman ölçeklerinde yeniden ayarlayabilir. | TED | إنها تقريباً مثل طريقة التلسكوب والمايكروسكوب إعادة معايرة نظرك، أعتقد أن محاكاة الحاسوب يمكنها إعادة غريزتك عبر مقاييس واسعة من المكان والزمان على حدٍ سواء. |
Starshade, özel olarak biçimlendirilmis bir ekran. Starshade uçarak yıldız ışığını engeller. Böylece teleskobun gezegenleri doğrudan görmesini sağlar. | TED | وظل النجم هو حاجز مشكل بطريقة مميزة جدا والهدف أن يطير ظل النجم هذا بحيث يحجب ضوء نجم ما وهكذا يستطيع التلسكوب رؤية الكواكب مباشرة |
teleskobun merceğinden bakarak Dünya'nın gerçekliğin değişmez merkezi olmadığını keşfettik. Evrim kuramının merceğinden bakarak uzayzaman ve nesnelerin gerçekliğin doğası olmadığını keşfettik. | TED | بالنظر عبر عدسة التلسكوب اكتشفنا بأن الأرض ليست مركز الكون الثابت ومن خلال النظر في عدسة نظرية التطور إكتشفنا بأن الفضاء الوقت والاشياء ليست طبيعة الحقيقة |
Nihayet teleskobun tam altına geldiğimizde arka pencereden sadece birkaç santimetre uzakta yüzerken Megan kolunu uzatıp yakalayabildi. | Open Subtitles | الى حين أن نصل الى أسفل التيليسكوب لنحلق على بعد إنشات من نافذة المكوك الخلفية لتستطيع ميغن أن تصل إليه بالذراع وتثبته |
Şuradaki o büyük gölgelik, ama hiç gezegen görünmüyor çünkü ne yazık ki çok iyi çalışmaz. Bunun nedeni, ışık dalgalarının tıpkı teleskobun içinde olduğu gibi, gölgelikten sapma yapmaları. | TED | وهناك لا نرى أية كواكب، لأنها للأسف لا تعمل بالشكل المطلوب، ذلك بسبب أن الأشعة والموجات الضوؤية تحيد حول الشاشة بنفس الطريقة مع التيليسكوب. ذلك مثل موجات الماء الجاري الملتفة حول صخرة |
Uzay yürüyüşçüsü ortağım Mass'i teleskobun içinde teknik aletlerin ortasına sokacaktık. | Open Subtitles | (سندخل مرافقي بالمشي الفضائي (ماس الى داخل التيليسكوب, الى أحشاء الآلة العلمية |
Ve olur da, önümüzdeki birkaç ay içinde akşamın ilk saatlerinde dışarı çıkıp elinizi de bu şekilde kaldırırsanız, bu teleskobun, önümüzdeki dört sene boyunca gece gündüz, kesintisiz gezegen arayacağı alana bakıyor olacaksınız. | TED | وإذا ، قمتم في الأشهر القادمة بالسير في أول الليل و نظرتم إلى الأعلى بشكل مستقيم ووضعتم راحة يدكم هكذا ، فى الحقيقة ستننظرون إلى مجال السماء حيث يبحث هذا التيليسكوب عن كواكب نهاراً وليلاً دون انقطاع ، على مدى السنوات الأربع القادمة ، |
O teleskobun arkasında, pis bir röntgenci olduğunu daima biliyordum. | Open Subtitles | لطالما ظننت أن هناك متلصص يكمن وراء ذلك المنظار |
Bir daha yanlışlıkla teleskobun üzerine düşerseniz o konuda da arayabilirsiniz, anlaştık mı? | Open Subtitles | لو دفعوك على المنظار تستطيعين الاتصال أيضا |