"temel nedeni" - Translation from Turkish to Arabic

    • السبب الرئيسي
        
    İş yerinde performans ve memnuniyeti aynı anda iyileştirirsiniz, çünkü her iki karmaşıklığa da mani olan temel nedeni kaldırdınız. TED و في نفس الوقت سوف تحسّن الأداء و الرضا في العمل لأنك قد أزلت السبب الرئيسي الذي يعطل تعقيدات الاثنين.
    Her hâlükârda, bu tip şeyler, yani şiddete başvurma ve kutsal yazıların yanlış yorumlanması gibi, kadınlara ve kızlara kötü davranmanın sebebi, temel nedeni. TED لكن اللجوء للعنف، هو سوء فهم للنصوص الدينية. هذا هو السبب الرئيسي لاستغلال النساء والفتيات
    Ama onları asıl yıpratan, ayrılmalarının temel nedeni, fakirlik. TED لكن الفقر ، الذي حقا اصابهم ، هو السبب الرئيسي وراء مغادرتهم.
    Iste bu binayi seçmemizin temel nedeni bu.. Open Subtitles الآن ،هذا هو السبب الرئيسي الذي إخترنا هذه البناية من أجله
    Ama bunu yapmamın temel nedeni, Lady Gaga tarzı itici bir mikrofon takmaya zorlandığımda böyle olması. TED لكن السبب الرئيسي لقيامي بذلك ذلك ما يحدث لي حين أكون مرغما على ارتداء ميكروفون متأرجح كذلك الخاص بالمطربة ليدي جاجا .
    Bu, yalnızca ABD'de her yıl beş milyonun üzerinde önlenebilir cilt kanseri vakasını tedavi etmemizin temel nedeni. Bu da ekonomimize yıllık olarak 5 milyar dolardan fazlaya mal oluyor. TED وهو السبب الرئيسي في تعاملنا مع أكثر من خمسة ملايين حالة لسرطان الجلد الذي يمكن اتقاؤه كل سنة في الولايات المتحدة وحدها، حيث يكلف اقتصادنا أكثر من خمسة مليارات دولار سنويًا.
    Çin ve Vietnam'ın komünist toplumları da dahil olmak üzere pek çok Asya ekonomisinin ekonomik kalkınmada çok iyi performans göstermesinin temel nedeni sonunda serbest piyasa ekonomisini anlamaları, benimsemeleri ve uygulamalarıdır -- Batı'dan bir hediye. TED السبب الرئيسي للعديد من الاقتصاديات الآسيوية متضمنا المجتمعات الشيوعية للصين و فيتنام و أدائهم بصورة مذهلة في التقدم الاقتصادي لانهم اخيرا ادركوا وانهمكوا وطبقوا اقتصاديات السوق الحرة عطية من الغرب
    Ve böylece, bu ülkelerdeki ekonomi politikalarının oluşturulmasını bozan bu sistematik yozlaşmanın, buralardaki acının, yoksulluğun, çatışmaların, şiddetin, umutsuzluğun temel nedeni olduğuna ikna oldum. TED و لذلك أصبحت مقتنعا أن هذه المنظومة الفاسدة, و التي تُحرِف السياسات الإقتصادية التي تصنع تلك البلاد, وهي السبب الرئيسي للشقاء و الفقر للنزاعات و العنف و إلى اليأس في كثير من تلك البلاد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more