Hayır, konuşamazsın, çünkü bir Tepegöz ile oraya gitmiyorum. | Open Subtitles | كلّا، لا يمكنك، لأنّي لن أذهب مع مسخ صقلوبيّ. |
Bilemiyorum. Bana burada kesin Tepegöz var gibi gelmedi. | Open Subtitles | لا أعلم، لا تبدو إليّ بفعل مسخ صُقلوبيّ. |
Uyuyan Asker diye bir şey yok onu aramaya gelecek kadar salak olan insanları bekleyen bir Tepegöz var sadece. | Open Subtitles | لا وجود لمحاربٍ نائم كلّ ما هنا هو مسخ العين الواحدة الّذي يترقّب من يأتي باحثًا |
- Haksız da sayılmaz. Kurbanlar, ancak Tepegöz'ü öldürerek kurtarılabilir. | Open Subtitles | حالك لم يكن بعيدًا عن ذلك فقتل مسخ العين الواحدة هو السبيل لإعادتك للحياة |
Şu an biri mezarında, torunun gibi insanların orada bıraktığı Tepegöz'e rastladığını düşünerek zevkten dönüyordur. | Open Subtitles | ومَن حبكها يتقلب فرحًا في قبره عندما يذهب أشخاصٌ كحفيدتك إلى مسخ العين الواحدة ذاك مثلما خطّط تمامًا |
Onu bir Tepegöz öldürdü. Onun türü Thalia'yı öldürdü. | Open Subtitles | مسخ صقلوبيّ قتلها، ابن عرقه قتل (تاليا). |
Taş gözlü Tepegöz. | Open Subtitles | إنّه مسخ العَين المحجِّرَة |
Bir Tepegöz'le karşılaştın. | Open Subtitles | لقد صادفتِ مسخ العين الواحدة |
Tepegöz! | Open Subtitles | ! مسخ العَين الواحدة |
O bir Tepegöz. | Open Subtitles | -إنّه مسخ صقلوبيّ . |