| Kronk, tepenin üstünde bir ev aradığını duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتك ياكرونك وأنت تقول أبحث ع منزل فوق التل |
| Bütün insanların içinde sen, bir eş, çocuklar ve tepenin üstünde bir ev. | Open Subtitles | أنت من ضمن الناس الذين لديهم زوجة وأطفال ومنزل فوق التل |
| Bir eşi, çocukları ve tepenin üstünde bir evi yok. | Open Subtitles | إنه لايملك زوجة و أطفال أو منزل فوق التل |
| Şurada tepenin üstünde. Henüz tankları yok. | Open Subtitles | على التل و لم تصلهم المدرعات بعد |
| Evim tepenin üstünde... | Open Subtitles | ولو لمرة بيتي تحديدا هناك على التل |
| Ev küçük bir tepenin üstünde, onların evi ve bizimki arasında sadece orman var. | Open Subtitles | البيت كان فوق التل الصغير وعندها لايوجد شيء فقط اخشاب بين مكاننا ومكانهم |
| tepenin üstünde yaşayan tuhaf ve kokuşmuş berduş mu? | Open Subtitles | النتن الغريب الذى يعيش فوق التل |
| tepenin üstünde bir hareket var. | Open Subtitles | انعكاس , فوق التل |
| Bir zamanlar tepenin üstünde güzel bir evim vardı. | Open Subtitles | فى مرة كان لدى منزل جميل على التل |
| Kule hemen şu tepenin üstünde. | Open Subtitles | برج المراقبة على التل هناك |
| tepenin üstünde güzel manzaralı bir ev vardı. | Open Subtitles | مع المنزل على التل, مع المشهد |