"tesadüf eseri" - Translation from Turkish to Arabic

    • بالصدفة
        
    • بمحض الصدفة
        
    • من قبيل المصادفة
        
    Hayır, benim yaptığım yemekten yedi ve tesadüf eseri, midesi patladı. Open Subtitles لا, لقد كان يأكل طعام صنعته أنا و بالصدفة انفجرت معدته
    tesadüf eseri Kepler'i yanına katılması için çağırmıştı. Open Subtitles الذي بالصدفة أرسل إلى يوهانس كيبلر لكى يشاركه وينضم إليه
    O sinemada tesadüf eseri bulunmuyordum, oraya gitmek için para almıştım... Open Subtitles لم أتواجد في السينما بالصدفة لقد تم دفع المال لي لأكون هناك
    Tüm bunların tesadüf eseri mi olduğunu düşünüyorsun? Open Subtitles هل تعتقدين ان كل ذلك حدث بمحض الصدفة ؟
    Öğleden sonra Bayan Eagleton'un evine gitmem tesadüf eseri değildi. Open Subtitles لم يكن من قبيل المصادفة أنني ذهبت لمنزل السيدة إيغلتون ظهر اليوم
    tesadüf eseri olamaz. Tüm bu kana susamışlığı dürtülüyordu. Open Subtitles ليس من قبيل المصادفة لقد كان ينسّق الأركسترا اللعينة بأكملها
    tesadüf eseri bu kitabı buldum çünkü yanlış rafa koymuşlardı. Open Subtitles عثرت عليه بالصدفة البحتة لأنه قد وضع على رف غير مناسب بالخطأ
    Dönerken tesadüf eseri senin stüdyonun önünde karşılaştık. Open Subtitles قابلته بالصدفة عند خروجه من الإستوديو
    Sadece bir tesadüf eseri takip cihazım beni soymakta olduğun at arabasına getirdi. Open Subtitles كل ما في الأمر... أن جهاز التتبع أوصلني بالصدفة إلى العربة التي كنتِ تسرقينها
    Bay Maitland'ın sanat galerisinin müdürü Bayan Jeannette Summers tesadüf eseri, galerinin deposunda kokain olduğundan kuşkulandığı bir şey buldu. Open Subtitles السيدة "جينتي سمرز" ، المديرة في مكتبة السيد "مايثلاند" الفنية إكتشفت بالصدفة بالذي تظنه كوكايين في مستودع المكتبه الفنية
    tesadüf eseri, Lady Horbury'nin yanında çalışmaya başladı ve yüksek sosyete içinde bulunur oldu. Open Subtitles بالصدفة عملت في خدمة السيدة "هوربري
    Şehirde tesadüf eseri. Open Subtitles بالصدفة في المدينه
    Beş yıl önce Louisville'de bir gece Gatsby büyük bir tesadüf eseri kendini Daisy'nin evinde buldu. Open Subtitles وفي ليلة قمرية.. مُلهية وجد (جاتسبي) نفسه في منزل (دايزي) بالصدفة البحتة
    Öğleden sonra Bayan Eagleton'un evine gitmem tesadüf eseri değildi. Open Subtitles لم يكن من قبيل المصادفة أنني ذهبت (لمنزل السيدة (إيغلتون ظهر اليوم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more