| Tevon'a uyuşturucu satmaya çalışıyorduk, birden bu polis ortaya çıktı. | Open Subtitles | كنـّا نبادل المُخدرات لحساب (تيفون)، و فجأه ، داهمنا ذلك الشرطي. |
| Tevon, satış yaptıkları torbacı. Her şeyi o yönetiyor. Gerçek bir pislik. | Open Subtitles | (تيفون) الّذي ذكراه ، مُروج مُخدرات، يقوم بأعمال بالغة الحقارة. |
| Yani kim için çalışıyorlarsa onları uğruna Tevon'un ismini verdirecek kadar korkutmuş. | Open Subtitles | لذا ، أيّاً كان من يعملا لحسابه ، فقد أخافهم لدرجة أنهما يفضلان إطاعته عن (تيفون). |
| Belki Tevon'un adamlarını kendine çekmeye çalışan bir rakibi vardır. | Open Subtitles | أو ربما هنالك مُروج منافس يود أنّ يجنّد بعضٌ من موزعين (تيفون). |
| Her birkaç ayda bir Tevon'ın projeleri olur. | Open Subtitles | (تيفون) يغير مكانه بهذا البناء كل بضعة شهور. |
| Ve Tevon'a hizmet etmeye çalıştılar. Kirli bir polisin aleyhteki ifadesi kadar korkutucu bir şey yoktur. | Open Subtitles | و حاولا الأيقاع بـ(تيفون)، لا أحد يخيف المخادع أكثر من شرطي فاسد. |
| Zulan nerede Tevon? | Open Subtitles | أين مخبأكَ السري ، يا (تيفون)؟ |
| Tevon kim? | Open Subtitles | من يكون (تيفون) ؟ |
| Polis. Tevon içeride mi? | Open Subtitles | -شرطة ، هل (تيفون) هنا؟ |
| Değil mi, Tevon? | Open Subtitles | -صحيح ، يا (تيفون)؟ |
| Hayır. Tevon burada değil. | Open Subtitles | -كلاّ ، (تيفون) ليس هنا . |
Arabic 
English 
French 
Spanish 
German 
Portuguese 
Turkish 