| Texaslı çocuklar büyüklerine karşı daha saygılı olur. | Open Subtitles | الاطفال عندنا في تكساس يظهرون احتراما اكثر للكبار |
| Sundurmasında oturan Texaslı bir senatörü de öldürmüşsün. | Open Subtitles | وكذلك قتلت عضو المجلس في تكساس عندما كان جالسا في بيته |
| Tam Texaslı gerekiyordu, adam öldü! | Open Subtitles | اللعنة ، عنما نحتاج اليه هذا الولد من تكساس يكون ميتا |
| Açgözlülükle yoğrulan bu çekici atmosfer... giydikleri kırmızı kuşakla tanınan... yüzün üzerinde Texaslı kanun kaçağını... merhametsiz gangaster sürüsü olarak bir araya getirdi. | Open Subtitles | إجتذاباً لجوّ الجشع توحّد ما يزيد عن 100 من مجرمي تكساس لتشكيل عصابة عديمة الرحمة عرفوا من ملبسهم للحزام الأحمر |
| Ve son olarak Texaslı işadamlarından içten gelen hediye tarih olmak üzereydi. | Open Subtitles | وأخيراً، في ما أصبح نقطة في التاريخ هدية عاطفية من رجل أعمال من تكساس |
| Emir'e Texaslı bir kovboy değil, Arap olduğunu hatırlatmalıyız. | Open Subtitles | نريد تذكير الأمير بأنه عربي وليس راعي بقر من تكساس |
| Shelby Texaslı eski bir tavuk yetiştiricisiydi ve kalbi için nitrogliserin hapı kullanıyordu. | Open Subtitles | كان شيلبي سابق مزارع الدجاج من ولاية تكساس الذي تولى النتروجليسرين حبوب للحفاظ على قلبه الذهاب. |
| Hadi onlara Texaslı karşılamasını gösterelim. | Open Subtitles | دعونا نمنحه ترحيباً حاراً على طريقة "تكساس" |
| - Al sana Texaslı bir polis memuru! | Open Subtitles | -استمر بالكلام ، انه ضابط امن من تكساس |
| Yazar Texaslı. Texas'tan psikolog çıktığını bilmezdim. | Open Subtitles | إنه من (تكساس) لم أظن أنه يوجد علماء نفسيين هناك |
| Geçen gün tuvalette kabinin altından tuvalet kağıdı uzattığım kadın Texaslı. | Open Subtitles | هل تذكر بالأمس في الاستراحة عندما أعطيت تلك السيدة المناديل في الحمام؟ إنها من (تكساس) |
| Ben Texaslı'yım aptal herif. | Open Subtitles | انا من تكساس انت بليد |
| İçiyorum çünkü yaşlı bir Texaslı göğüslerime silikon takmayı önerdi. | Open Subtitles | (أدخّن لأنّ رجلاً من (تكساس ! عرض عليّ للتو عملية تكبير لصدري |
| Bir keresinde bir direğe bağlanmış çıplak bir Texaslı görmüştüm. Kafasını, parmaklarını ve taşakları kestiler. | Open Subtitles | رأيت مرة رجل من (تكساس )،عاريا تماما ومربوط بعمود وكانوا قد أزالوا فروة رأسه وأصابعه،وخصيتيه. |
| Joyce, New Jersey'den ama bugün bir Texaslı gibi yemek yiyecek! | Open Subtitles | (جويس) , من (نيوجرسي) و الآن هيَ ستأكلُ مثلَ الأشخاص ...(الذينَ هم أصلهم من (تكساس |
| - Annem Texaslı idi. | Open Subtitles | (والدتي من (تكساس |
| Texaslı dördüzler? | Open Subtitles | التوائم من (تكساس)؟ |