| Yoğun bir gün geçirecekti ama asistanı teyzesinin felç geçirdiğini yazan bir telgraf aldı. | Open Subtitles | كان يومه مشحوناً، ومساعدته تلقت برقية تخبرها أن عمتها أصيبت بجلطة |
| Londra'nın East End bölgesinde çok kalabalık bir apartmandan alınıp Wimbledon'daki teyzesinin bakımına veriliyor. | Open Subtitles | والتى تم انقاذها من مبنى شديد الازدحام فى شرق لندن. والتى تم وضعها تحت رعاية عمتها فى الضواحى. ويمبلدون |
| O ve Andy şükran günlerinde Noel ve yaz tatillerinde Andy'nin büyük teyzesinin cenazesinde bile takılmaya devam ettiler. | Open Subtitles | و كانت تتسكع مع آندي في أعياد الشكر الكريسماس و العطل الصيفية و عندما عاد للبلدة خلال جنازة عمته |
| teyzesinin onu manastıra göndermek istediğine dair şeyler duymuştum. | Open Subtitles | حسناً ، يبدو أننى أتذكر شئ قد قيل عن رغبة خالتها لوضعها فى الدير |
| Orada teyzesinin evi varmış. | Open Subtitles | إنّ لديه عمّة لديها منزل هُناك. |
| Bu doğru. Adamın teyzesinin adı Belle'ymiş. | Open Subtitles | لا بد أنه كان لديه خالة تدعى بيلي |
| Harvey dün gece bana, McElhinney'nin Cleveland'deki Rose teyzesinin aniden çıkıp geleceğini söyledi. | Open Subtitles | " أخبرنى "هارفـى" ليلة أمس أن "روز .... " عمة السيدة "ماكالينـى ... ستزورها بشكل مفاجئ هذا الصباح من "كليفلانـد" ؟ |
| Jane bir mürebbiye olacak, bu sonsuza kadar teyzesinin evinde mi kalacak? | Open Subtitles | جين ستصبح مربّية لتبقى هنا للأبد في بيت عمتها |
| Bu teyzesinin cenazesi ve ben bu konuda yetişkin gibi davranmak istiyorum. | Open Subtitles | إنها جنازة عمتها وأريد أن أكون ناضجة بشأن هذا |
| Bu teyzesinin cenazesi ve ben bu konuda yetişkin gibi davranmak istiyorum. | Open Subtitles | إنها جنازة عمتها وأريد أن أكون ناضجة بشأن هذا |
| Aslında, burası, Betsey'inin teyzesinin onu terk ettiğini öğrendiğim yer. | Open Subtitles | في الواقع .. هذا كان عندما اكتشفت حول بتسي وتخلي عمتها لها |
| Film yıldızlarını görmek için teyzesinin Shrine Odotoryumu'na götürdüğü küçük bir kızdım. | Open Subtitles | كُنت فتاة صغيرّة إصطحبتها عمتها للوقّوف خارج قاعَة المزار، لتشاهد النجوم. |
| Yani teyzesinin evinde başladı. | Open Subtitles | البداية كانت فى منزل عمتى منزل عمتها |
| Dr. Goodwin salıya kadar teyzesinin cenazesinden ayrılamayacak çünkü önce veterinere uğraması gerekiyor. | Open Subtitles | دكتور جودوين لن يسافر لكي يحضر جنازة عمته حتى يوم الثلاثاء لأنه سيذهب للطبيب البيطري أولًا |
| teyzesinin ona nasıl katlandığını anladıysam çarpılayım. | Open Subtitles | نعم لااعلم كيف عمته ستتقبل الامر |
| teyzesinin kendi evi değil. | Open Subtitles | و فكرت فى الأمر لم يكن منزل عمته |
| teyzesinin kollarında çok tatlı görünüyor. | Open Subtitles | تبدو بالغة الجمال بين ذراعي خالتها. |
| teyzesinin ölmesi başına gelen en iyi şey. | Open Subtitles | موت خالتها هو أفضل شيء حدث لك |
| Odette'nin işletme müdürüyle buluşmak ya da teyzesinin sıkıcı yemeklerini yemek. | Open Subtitles | مثل لقاءات مع مُدير أعمال (أوديت) أو مآدب الغداء المُملة مع خالتها (مارغريت). |
| O ve Anna. Anna'nın teyzesinin orada bir evi var. | Open Subtitles | هي وآنا عمّة أنا لديها منزل هناك |
| Tüm yapmamız gereken, cinayetin olduğun gece Egan'ı Nomar'ın teyzesinin evine koyarsak onu su götürmez bir şekilde yakalarız. | Open Subtitles | والآن، ليس علينا إلا إثبات (تواجد (إيغان) في منزل خالة (نومار ليلة وقوع الجريمة عندها سنقبض عليه بالجرم المشهود |
| Gloria'nın merhum teyzesinin de fena bir sosu vardır. | Open Subtitles | تعرف من أيضًا لديه صلصة رائعة؟ عمة (غلوريا) الميتة. |
| Onun teyzesinin sloganıymış. 1911'de 100 yaşında Besançon'da ölmüş. | Open Subtitles | عمّته (موتو) ماتت وعمرها 100 سنة في بسانكون عام 1911 |
| Ağustos aylarını teyzesinin Buffalo yakınlarındaki çiftliğinde geçiriyor. | Open Subtitles | وهو يقضي شهر أغسطس في مزرعة خالته بالقرب من بافالو |
| teyzesinin öldüğünü ve çocuğun sende olduğunu söylediğimde neredeyse bayılıyordu. | Open Subtitles | عندما قلت أن عمّتها قد ماتت وأنّ الـولد عندك، تقريبا اصابتها الهيستريا، وقد أرادت المجيء |