Stan Marsh, Elise Thompson'ın ateşli bir çatalı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | ستان مارش يعتقد ان اليس ثومبسون لديها شق مؤخره رائعه |
Oliver Laurier Ken Thompson'ın balık beslediğini söylemişti. | Open Subtitles | قال أوليفر لويير بأن كين ثومبسون كان يحتفظ بالسمك |
- Sandra Thompson'ın kanıyla yazılmıştı. - Seri katille karşı karşıyayız. | Open Subtitles | (و التي كُتِبت أيضا بدماء (ساندرا ثومبسون - نحن نتعامل مع قاتل متسلسل - |
Bay Thompson'ın kimin ona ne borcu olduğunu aklında tutmak gibi bir yeteneği vardır. | Open Subtitles | هديّة السيّد تومبسون هي عدم نسيان المديونين لديه |
Kasten John Thompson'ın canını almak gibi bir planı yoktu. | Open Subtitles | لم تكن خطته لياخذ عن قصد حياة جون تومبسون |
Elise Thompson'ın popo çatalı tamamen gözüküyordu." | Open Subtitles | شق مؤخرة اليس ثومبسون سيظهر بالكامل " |
"Konjenital Myotoni." Thompson'ın hastalığı. | Open Subtitles | تأثر خلقي. "مرض ثومبسون". |
Çok açık konuşacağım. Thompson'ın ölümü hepimizi şok etti. | Open Subtitles | -أقول لك كل شيء مباشرة موت تومبسون هزّنا جميعاً |
-Yani Thompson'ın silaha sırtını dönmüş olması mümkün. | Open Subtitles | الامر محتمل محتمل محتمل ان تومبسون |
Sanık, John Thompson'ın başında durup kasten ateş etti. | Open Subtitles | المتهم "وقف امام "جون تومبسون وأطلق النار عن قصد كانت عملية اعدام |
Molly Thompson'ın kızlık soyadı Grey. | Open Subtitles | اسم (مولي تومبسون ) قبل الزواج هو (جراي) |
Phillip Thompson'ın söylediğine göre Gwen her zaman işi zamanında bitirirmiş. | Open Subtitles | ووفقاً لفيليب تومبسون فأن (جوين) لم يفوتها أبداً الموعد الأخير لأتمام العمل |