- Thornton Meydanı'nı biliyorum. - Orada yaşayan birini mi tanıyorsun? | Open Subtitles | انا اعرف ميدان ثورنتون هل تعرفين اى احد يقيم هناك ؟ |
Thornton Meydanı'nın köşesinde dikilmiş her iki yöne bakıyordum... ve birdenbire dostumuzun geldiğini gördüm. | Open Subtitles | كنت واقفا عند زاوية ميدان ثورنتون وانظر فى كلا الأتجاهين وفجأة , خمّن من الذى ظهر فجأة, انه صديقنا ثانية |
Tara Thornton'ın gösterişli hayatı turumuzun son durağı. | Open Subtitles | آخر محطة نتوقف فيها في الجولة السياحية لحياة تارا ثورنتون الساحرة. |
Thornton'un durumu iyi değil ama biz yapmadık. | Open Subtitles | صديقك ثورنتن مصاب بشئ ما ولكنه ليس من فعلنا |
Thornton, böyle bitmesine çok üzüldüm. | Open Subtitles | ثورنتن ، انا آسف ان تنتهي الامور بهذه الطريقة |
Bay Thornton, bence bunu konuşmanın ne yeri ne de zamanı. | Open Subtitles | سيد "ثورنتون" لا أعتقد أنه الوقت أو المكان المناسب لمناقشة ذلك |
Yarın akşam Yüksek Mahkeme Yargıcı Verna Thornton'la özel bir söyleşi yapacağımızı bir kez daha hatırlattıktan sonra kameralarımızı National Cathedral'a çeviriyoruz. | Open Subtitles | من ناحية أخرى، نود تذكيركم، بمقابلة حصرية، تعرض مساء غد، ضيفتها رئيسة المحكمة العليا، فيرنا ثورنتون. |
Verna Thornton'ı ziyaret etmenizin vakti gelmiş olabilir. Yere düşmeyi bırak, eğreti duran bir şey bile yok. | Open Subtitles | ربما الآن هو الوقت لتزوري فيرنا ثورنتون. لا شيء مكسور أو مخلوع. |
Hiç sormadığın için mi bilmiyorsun yoksa hâlâ beni Verna Thornton'ın jetiyle buraya getirdiğini bir otel odasına bıraktığını ve bana yepyeni bir kimlik verdiğini inkar ettiğin için mi bilmiyorsun? | Open Subtitles | أم لا تعرف لأنك لا زلت تدعي أنه لم يكن أنت من سافر بي عبر البلاد على متن طائرة فيرنا ثورنتون |
Sayın Başkan, yüksek mahkeme yargıcı Verna Thornton sizinle görüşmek istiyor. | Open Subtitles | إلى اللقاء. سيدتي الرئيسة، رئيسة المحكمة العليا فيرنا ثورنتون هنا، وتود رؤيتك. |
Pek çok tartışmalı kararda belirleyici oyu kullanan yargıç Thornton yüksek mahkemede kısa süre görev yapmasına rağmen adil bir hukukçu olarak tanınıyordu. | Open Subtitles | وخلال الفترة القصيرة الماضية، كانت القاضية ثورنتون بنظر الكثيرين قاضية عادلة ترجح كفة الحق |
Yargıç Verna Thornton yetenekli bir hukukçu ve kendini işine adamış bir kamu görevlisi olmanın yanı sıra iyi ve sadık bir dosttu. | Open Subtitles | كانت فيرنا ثورنتون أكثر من قاضية محترفة، منهل قانوني عظيم، |
Hiç kimse hukuka ve adalete onun kadar bağlı değildi ama Verna Thornton'ı başkalarından ayıran asıl şey tarafsızlığı her şeyin üstünde tutmasıydı. | Open Subtitles | لم يكن أحد أكثر إيماناً منها بالقانون والاستقامة. لكن ما ميز فيرنا ثورنتون أنها كانت شغوفة بالعدالة |
Odalara yiyecek götürmek yasak Bay Thornton. | Open Subtitles | نحن لا نسمح بالطعام في غرفنا، سيد ثورنتون. |
Tatlım, Bay Thornton çok meşgul bir insan ve Hollywood'a dönüp | Open Subtitles | حبيبي، السيد ثورنتون رجل مشغول جدا، عليه العودة إلى هوليوود |
Eminim Bay Thornton çok iyi bir insandır. | Open Subtitles | أنا واثق من ان السيد ثورنتون هو رجل لطيف جدا. |
Gece yarısı gösterimine yetişiriz, Thornton'dan içecek alırız. | Open Subtitles | سنلحق بعرض منتصف الليل ونذهب بعدها للشراب في ثورنتن |
Cole Thornton. Yaklaşık bir saat önce oradan çıktı. | Open Subtitles | كول ثورنتن ذهب الى هناك قبل حوالي ساعة. |
Thornton, sırtındaki o kurşunu aldırttın mı? | Open Subtitles | ثورنتن ، هل اخرجت الرصاصة من ظهرك ؟ |
Evet, Thornton, bu beklediğimden de iyi. | Open Subtitles | حسنا ثورنتن ، هذا افضل ماتوقعت |
Sizi burada görmeyi beklemiyordum Bay Thornton. | Open Subtitles | لم اتوقع ان اراك هنا ياسيد ثورنتن |