Dün Moe Tilden beni görmeye geldi. | Open Subtitles | هذا المدعو مو تيلدن أتى لرؤيتي من الشوؤن الداخلية |
Bayan Tilden C. Durant'in özgeçmişi hakkında yazdığınız yazıyı beğendi. Beğenmedim. | Open Subtitles | سيدة تيلدن أعجبت بملفك عن كاثرين دورانت. |
Yeniden sayım yapılırsa, bu Tilden'ın kazanmasına dikkatleri çeker. | Open Subtitles | إذا كان يمر عبر إعادة فرز الأصوات، أنها تلفت الانتباه إلى الفوز تيلدن ل. |
Ray, Tilden denen pislik yüzünde o sırıtmayla ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | راي , تلدين اللعين يظهر هنا وعلى وجهه أبتسامه خبيثة |
Buna kıyasla Mortimer Tilden'e o hapları içirmek kolay olmuştur. | Open Subtitles | مع ذلك، نِسْبياً، هو كَانَ سهلَ جداً من المحتمل لإجبار مورتيمير تيلدين لإبتِلاع تلك الحبوبِ. |
Sence 1876 seçimlerinde, Rutherford B. Hayes'in kampanya yöneticisi Zachariah Chandler, Samuel J. Tilden'in maslahatgüzarı ile çıkmış mıdır? | Open Subtitles | هل تظنّ (زكريا شاندلر) مُدير حملة (رذرفورد هايز)، قام بمُواعدة القائم بأعمال (سامويل جاي تيلدن) في إنتخابات العام 1876؟ |
Tilden Park'taki atlıkarıncaya gizlice girdiğimiz kız kardeşi Judy'i hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر إختها (جودي) التي تسللت معها إلى مدينة الألعاب في منتزه (تيلدن) |
Tilden Park atlıkarıncalarında işi pişirmek gibi spontane şeyler yapmayan biriyim işte. | Open Subtitles | مثل رغبتي بالتسكع بحديقة الألعاب في منتزه (تيلدن) |
Tilden Tasarruf ve Mevduat Bankası'ndan arıyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث من بنك "تيلدن" المشترَّك |
Tilden'in hakkında yazdığı raporu okudun mu? | Open Subtitles | هل قرأت التقرير الذي قدمه "تيلدن" عنك؟ |
Şimdilik sadece şüpheli olabileceği düşünülüyor Bayan Tilden. | Open Subtitles | إنه فقط يظهر مرةً أخرى .(كمشبهٍ به، سيدة (تيلدن |
Onondaga Bölge Şerifinin ofisiyle ne zaman iletişime geçtiniz Bayan Tilden? | Open Subtitles | متى هاتفت عمدة مقاطعة "أُنونداغا"، سيدة (تيلدن)؟ دايل)؟ |
Cynthia Tilden gerçek biri. | Open Subtitles | (سينثيا تيلدن) الهوية الحقيقية أخذت إسمها وصورتها |
Kubbe geldiğinde çiftlikleri ziyaret etmeye, mahsulleri, hayvanları gözlemlemeye başladım. Tom Tilden'ın domuzu hastalandı. | Open Subtitles | وكنت أراقب المحاصيل والماشية إن (توم تيلدن) لديه خنازير مريضة |
Sonra Tom Tilden var, sinirli çünkü domuzlarını gribi yaymak için kullandık. | Open Subtitles | هناك (توم تيلدن)، غاضب منّي لأننا استخدمنا خنازيره لإنتاج فيروس الانفلونزا. |
Morg çalışanı Austin Tilden olmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون (أوستين تيلدن) العامل بالمشرحة |
Otopside ben Uzman Adli Tabip Tommy Tilden yer alacağım. | Open Subtitles | :من سيقوم بالتشريح أنا (تومي تيلدن) الطبيب الشرعي |
- Selam Jackie. Moe Tilden. | Open Subtitles | - مرحباً جاكي , مو تلدين. |
- Moe Tilden. | Open Subtitles | مو تلدين. |
O yüzden Mortimer Tilden'e o ilaçları yuttururken müzik setinde uzun saçlı, uyuşturucu almış metalcilerin şarkısını çalmaktan kendini alamadın. | Open Subtitles | لِهذا أنت لا تستطيع أَنْ تقاوم سماعك للموسيقى تشعرك كأنك تتعاطى مخدرات على إستريوا تيلدين بينما أجبرتَه على إبتلاع كُلّ تلك الحبوبِ. |