"Tilly teyzeye verilen son bir şans, vasiyetin gizli olduğunun söylenmesidir ." | Open Subtitles | فرصة أخيرة واحدة لإخبار العمّة تيلي أنّ العزيمة في الخزانة |
Yolun karşısındaki dairede oturan Tilly Anderson'ı tanıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | هل تعرفين تيلي أندرسون من الشارع المقابل ؟ |
Tilly'e, kızını Fairmont'taki 9-12 yaş grubu Pilates kursuna göndermesini söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرت تيلي بأنهم بحاجه لضمها لصفوف المراهقه في الفيرمونت |
Ama Mickey Gorman ve Tilly Rice'ın bildiği şey neydi ki? | Open Subtitles | ولكن, ما الذى كان ميكى جورمان و تيلى رايس يعرفونه ؟ |
Tilly, gece siparişlerini aldığı için, pek çok konukla görüşmüştü. | Open Subtitles | تيلى هى التى كانت تُلبى الطلبات الليلة الماضية ولأى عدد من النزلاء |
Her zaman Tilly Smith adında küçük bir kızın hikayesi aklıma gelir. | TED | دائماً أفكر في قصة فتاة صغيرة تدعي "تيلي سميث". |
Tilly Hala, kalbim sana aitken nasıl evlenebilirim? | Open Subtitles | آه، يا عمتي "تيلي"، كيف يمكنني ذلك و قلبي معلَّق بكِ؟ |
Balık ezmesini çok sevdiğinizi hatırlar gibiyim Tilly Hala. | Open Subtitles | أتذكر أن عجين السمك هو إحدى أشيائك المهارية يا عمتي "تيلي" |
Ama Tilly Hala'nın bu konudaki fikirleri Nuh'dan kalma. | Open Subtitles | لكن نظرة عمتي "تيلي" لهذه الأشياء انتهت منذ زمن |
Jennifer, Bayan Tilly, onunla bir ilişkiniz var mıydı? | Open Subtitles | "جينيفر", سيدة تيلي! هل كنت على علاقة معه؟ |
Kurbanın cesedini bulan Jennifer Tilly'nin şüpheli olup olmadığı konusunda henüz resmi bir açıklama yapılmadı. | Open Subtitles | هي من إكتشف الجثة ولم ترد أي إفادة رسمية تفيد أن السيدة "تيلي " مشتبه بها -يا إلاهي |
Bu arada Bayan Tilly, bir imzanızı alabilir miyim? | Open Subtitles | بالمناسبة يا آنسة "تيلي" هل يمكنني الحصول على توقيعك؟ |
İncil'den olunca, Tilly önerim anında yerle bir oldu. | Open Subtitles | "الانجيل حقيقة يرجح اقتراحي ب "تيلي على الفور |
Pekala Tilly. Git yukarıdaki bayanlarla görüş ve sana ekipman versinler. | Open Subtitles | حسنٌ (تيلي)، اذهب إلى تلك السيدات في الأعلى ولتأخذ الزيّ منهم |
Tilly Rice, Bess Sedwick'inkine benzer şapka giyiyordu, | Open Subtitles | كان تيلى رايس ترتدى قبعة تشبه ما تلبسه بيس سيدويك الى حد ما |
Tilly'nin, olması gerektiğinden çok daha fazla parası vardı. | Open Subtitles | لأن تيلى تملك مالا اكثر مما تجنيه من عملها 399 00: 22: 58,487 |
Tilly'yle ben her konuda anlaşamazdık ama onu çok özlüyorum. | Open Subtitles | انا و تيلى دائما لم نتفق فى الرأى ولكن, أتعلم, انى افتقدها, |
-Siyah şapka. Zavallı Tilly Rice'ın şapkası. | Open Subtitles | القبعة السوداء على راس المرحومة تيلى رايس |
Katilin, hizmetli Tilly Rice'la, mirasçı Elvira Blake'i karıştırdığını mı söylemek istiyorsunuz? | Open Subtitles | أتفترضين ان القاتل أخطأ وقتل الخادمة تيلى رايس,بدلا من الفيرا بليك ,الهانم ؟ |
Tilly, yanlışlıkla Leydi Sedwick yerine öldürülseydi katilin gerçek hedefi Leydi Sedwick demek olurdu. | Open Subtitles | لو كانت تيلى أٌخطئت على انها السيدة سيدويك اذن تكون الليدى سيدويك هى الهدف الحقيقى للقاتل, |
Teyzen Tilly'nin votka bisküvileri için tarifi nedir? | Open Subtitles | ما هى وصفة عمتك "تيليى" لعمل كيكة الفودكا ؟ |
Tilly Faraday onu, tükürük valfını boşaltmayı ihmal ettiği için.. | Open Subtitles | كان الأمر لينجح مع ذلك لو أن تيللي فاراداي لم تلصقني |