Dini bütün bir Müslüman olan Kral, topraklarına katılmadan önce bir din ve öğreti merkezi hâline gelmiş Timbuktu'ya özel önem verdi. | TED | فبوصفه مسلمًا متديّنًا، حظيت تيمبوكتو بجزء من اهتمامه، التي كانت مركزًا دينيًّا وعلميًّا قبل ضمها. |
Tüm ayrıntıları anlatmak üzere Timbuktu'dan adamlarını yolladılar. | Open Subtitles | ارسلو شخصا من تيمبوكتو وشرحوا له كل التفاصيل . |
Hepsini vurdun. Bütün balonları buradan Timbuktu'ya gönderdin. | Open Subtitles | لقد أصبتهم جميعا كل البالونات من هنا إلى تمباكتو |
Bütün balonları buradan Timbuktu'ya gönderdin. | Open Subtitles | لقد قتلت كل البلالين من هنا وحتى (تمباكتو)ِ |
Timbuktu sert ve hırslı insanların yaşadığı, çocukların üniversiteye kabul edilmek için köpek gibi dalaştığı devasa bir şehir. | Open Subtitles | (تيمباكتو) مدينة عملاقة مع أشخاص عُدوانيين وطموحين حيث يتقاتل الفتية كالكلاب ليتم قبولهم في الجامعة |
Barmenlerin en iyisi Timbuktu'dan Portland Maine'e dek. | Open Subtitles | أحسن ساقى لعين من تيمبكتو إلى بورتلاند - ماين |
Şimdi buradan Timbuktu'ya kadar olan bu gazetelerde fotoğraflarım olacak. | Open Subtitles | غداً ستكون الصور فى كل الصحف من هنا حتى تمبكتو |
Buradan Timbuktu'ya kadar bütün meth keşleri tatmak isteyecek. | Open Subtitles | كل مدمني الميث من هنا حتى "تيمبوكتو" سوف يحبون طعمه |
Timbuktu'daki keşler bile bunu tatmak isteyecektir. | Open Subtitles | كل مدمني الميث من هنا حتى "تيمبوكتو" سوف يحبون طعمه |
Kidal, Gao, Timbuktu şehirleri gibi. | Open Subtitles | " بما فيها المدن الشمالية لـ " كيدال " و " جوا " , " تيمبوكتو |
Öğretmen olan Jack, Timbuktu'da hiçbir zaman bulunmamıştı. | Open Subtitles | من (تيمبوكتو).. ما معنى هذا؟ (جاك) المدرس لم يذهب في حياته إلى (تبمبوكتو) |
Timbuktu. | Open Subtitles | تمباكتو. |
- Evet, Billy Timbuktu'ya gitti. | Open Subtitles | - نعم بيلي في تمباكتو . |
- Timbuktu'dan yeni dönmüş. | Open Subtitles | - لقد عاد للتو من تمباكتو . |
- Timbuktu. | Open Subtitles | - تمباكتو . |
Krala hizmet etmek ya da bir eş almak yerine eğitim almak için çok ama çok uzaklara Timbuktu'ya gideceğini söylüyorlar. | Open Subtitles | الآن يقولون أنّك ذاهب إلى (تيمباكتو) لتدرس بعيد جداً جداً -بدلاً من خدمة الملك أو الزواج |
- Timbuktu'da eğitim almak için. | Open Subtitles | -لأدرس في (تيمباكتو ) |
Timbuktu'da soğuk bir geceydi. | Open Subtitles | "كانت ليلة شتاء قارسة البرودة في (تيمبكتو)" |
Timbuktu gibi bir yere taşınmamıştı. | Open Subtitles | ولم تتحرك إلى مكانٍ آخر ... في "تيمبكتو" أو ما شابه |
Burada Timbuktu'ya dek her offshore kabul eden yere para yatırmış. | Open Subtitles | تخزن النقد في كل حساب في الخارج من هنا إلى تمبكتو. |
Sana bir adres vereceğim, Timbuktu'da bile olsan umrumda olmaz. | Open Subtitles | سوف اقوم باعطائك عنوان ولا يهمني ان كنت في اقصى الأرض |