Üç kemikli zincirin ilk halkasıdır kulak zarındaki titreşimi taşır kohleadaki alıcılara. | Open Subtitles | وهيالأولىفي سلسلةالعظامالثلاثة. التي تحول ذبذبات طبلة أذني إلىالمستقبلاتفي قوقعةأذني، |
Hem ses dalgalarının titreşimi hem de sözcüklerin kendisi etkiyi yaratıyor. | Open Subtitles | ذبذبات الموجات الصوتية مع الكلمات تصنع الحدث |
İpteki titreşimi hissettiğinden bir şeylerin oltaya vurduğunu biliyor. | Open Subtitles | مِن الاهتزازات التييشعربهامنحبلالصيد ، يعلم أنَّهم إصطادوا شيئا ً |
Camdaki titreşimi toplar, ...ve onu konuşmaya dönüştürür. | Open Subtitles | فتلتقط إهتزازات من الزجاج فيحوّله إلى كلام |
Bağırmadıkları sürece camlar ses için gereken titreşimi sağlamaz. | Open Subtitles | ما لم يكونوا يصرخون الزجاج لن يهتز بما فيه الكفاية لكي نسمع الصوت |
titreşimi hızlandıracağız. Adım 1: | Open Subtitles | نجّبر الاهتزاز بالتحرّك بشكل أسرع. |
Eğer çok kahve içersem ellerimin titreşimi kontrolden çıkıyor. | TED | وبعض الأحيان إذا شربت الكثير من القهوة، فأن الإهتزازات تخرج عن نطاق سيطرتي. |
Ama motorun titreşimi yeterliydi | Open Subtitles | ولكن اهتزاز الدراجة ساعدتني بذلك . أعتقد أن السائق يمكن أن يشعر بساقي تترتجف، |
Yer üstündeki en küçük titreşimi bile algılıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحسون بأي اهتزازات في الأرض مهما كانت منخفضة |
Elini uzat, aşk titreşimi yay. | Open Subtitles | ضع يدك هكذا وأرسل ذبذبات الحب للنبات |
Benim son otu yetiştiren "çörek yerken kendini okşa" titreşimi göndermiş. | Open Subtitles | أعتفد أن الشخص الذي زرع الحشيش الذي دخنته مؤخراً أرسل "دخن الكثير بينما تلعب بـعضوك " ذبذبات إلى النبات |
Çok güçlü bir N titreşimi alıyorum. | Open Subtitles | لأننى أتلقّى ذبذبات قويّة من نوع "ك"0 |
Arabanızdaki motorun sesi, bu arabadaki motorun titreşimi. | Open Subtitles | صوت المحرك في تلك السيارة إهتزازات المحرك في تلك السيارة |
- titreşimi duyabiliyorum. | Open Subtitles | بإمكاني سماعه يهتز |
Bu titreşimi. | Open Subtitles | يهتز |
titreşimi hızlandıracağız. Adım 1: | Open Subtitles | نجّبر الاهتزاز بالتحرّك بشكل أسرع. |
Havadaki titreşimi sadece duymak için tasarlanmış kulaklarla. | Open Subtitles | بعيون صُمِمَت لاجل سماع الإهتزازات في الهواءِ. |
Böylece örümcek, en küçük bir titreşimi bile anında fark eder. | Open Subtitles | لذا تدرك العنكبوت في الحال أدقّ اهتزاز. |
Tahminim, miskinin çıkardığı düşük frekans titreşimi takip ediyorlardı. | Open Subtitles | أعتقد أنها كانت تتبع اهتزازات التردد قصير المدى لحيوان الكسلان |