"titrediğini" - Translation from Turkish to Arabic

    • ترتجف
        
    • ترتعش
        
    • تهتز
        
    • ترتجفان
        
    • ترجف
        
    • إرتعدت
        
    Sanki bir hayvan gibi titrediğini bile söyleyebilirim. Open Subtitles قد أتمادى في وصفي بأنها كانت ترتجف كالحيوانات.
    Bir de ne zaman güneşten söz açılsa iplerinin nasıl titrediğini görmelisin. Open Subtitles وعندما يكون هناك كلام الشمس شاهدوا خيوطها ترتجف
    Elektrotlar şimdi kapatıldı ve bayanın titrediğini görebilirsiniz. TED الأقطاب مطفأة الآن و يمكنك أن ترى أنها ترتعش
    Çocukluğumu hatırlıyorum, okulda sunum yapardım, elimde not aldığım bir kağıt olurdu, kağıdı bir deftere yaslayıp bakardım, sırf insanlar kağıdın nasıl titrediğini görmesin diye. TED عندما كنت طفلة أقدم عروضاً في المدرسة كنت أكتب ملاحظات على ورقة وأضع خلفها دفتراً فلا يرى أحد الورقة تهتز
    Bu arada ellerinin titrediğini söyleyebilirim. Open Subtitles وبإمكاني ان اخبرك بالمناسبه يداكِ ترتجفان
    Yani yakalanmak istemesini anlıyorum. Nasıl titrediğini gördün. Klasik "duygusal tükenme" tepkisi. Open Subtitles العقوبة الامثل لمدمن مثلها لقد رايت يدها ترجف
    Dudaklarının titrediğini... Open Subtitles إرتعدت شفاهها
    Böylece dünya değişmiş Ve insan tekrar saldırıya geçtiğinde bastığı toprakların titrediğini hissetmiş ve gökyüzü bir anda korkunç şekillerle kararmış. Open Subtitles هكذا ، تغير العالم وفي أول مرة يسير فيها البشر بعد ذلك كانوا يشعرون بالأرض ترتجف تحت أقدامهم ويرون السماء سوداء باشكال الوحوش
    Ellerinin neden titrediğini anlamak zor değil. Open Subtitles حسناً ، لا عجب أنّ يديها كانت ترتجف
    Elinin titrediğini gördüm, Sam, belediye binasının önünde. Open Subtitles لقد رأيت يده ترتجف خارج قاعة المدينة
    Tüm uçuş boyunca titrediğini görmediğimi mi sanıyorsun? Open Subtitles هل تظن بأني لم أرها ترتجف طول الرحلة؟
    Ellerinin titrediğini gördüm ve anneme sordum. Open Subtitles رأيت يديه ترتجف فسألت أمي
    Bacağım titriyor mu diye baksana, titrediğini hissediyorum da. Open Subtitles تفقد ما إذا كانت رجلي ترتعش أشعر بأنها ترتعش
    Organizatörler sahnede sizin için bir bardak su bulunduruyor, böylece susadığınızda içeceğiniz hazır oluyor ve ben o suyu her zaman o kadar içmek istiyorum ki ama bardağı almaya cesaret edemiyorum çünkü insanlar ellerimin titrediğini görebilir. TED و المنظمون دائماً ما يضعون كأس ماء على خشبة المسرح لكي تشرب شيئاً إذا شعرت بالعطش وأنا دائماً ما أعطش بشدة لكني لا أجرؤ على تناول الكأس لأنه حينها سينتبه الناس ليديَّ وهي ترتعش
    Ellerimin titrediğini düşünüyorsundur, ama titremedi. Open Subtitles , تظنين أن يديّ كانت ترتعش لكنها لم ترتعش .
    Ve her elimi tuttuğunda tüm hayatının benimkiyle beraber titrediğini hissettiğimi? Open Subtitles و في كل مرة تحملين فيها يدي أشعر أن حياتكِ كلها تهتز مع حياتي
    Bundan daha iyisi olamaz dediğiniz zaman sadece direksiyonda ki M tuşuna basın tüm arabanın titrediğini hissedin. Open Subtitles وعندما تعتقد بأنها لا يمكن ان تصبح أفضل من ذلك ...تضغط على حرف (إم) في المقود وسوف تهتز السيارة بكاملها
    Ellerinin Richter ölçeği gibi titrediğini fark ettim Mike, farkında mısın? Open Subtitles أتعلم يا (مايك)، لاحظت أنّ يديك ترتجفان بشدة، أتفهمني؟
    Orada bir saniyeliğine titrediğini düşündüm. Open Subtitles أعتقد أنك كنت ترجف للحظة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more