Jigar, Eylüle kadar beklersen babam beni Tobago'ya gönderecek. | Open Subtitles | "جيكار" لديك الوقت حتى سبتمبر ثم والدى سوف يرسلنى إلى "توباجو" |
Shimmer babam bugün beni Tobago'ya gönderiyor. | Open Subtitles | "شيميير " والدى سيرسلنى إلى "توباجو" اليوم |
Tobago'ya giden kestirme yolu biliyorum. | Open Subtitles | بالطبع، سأخذك ، أنا أعرف طريق سريع إلى "توباجو" |
Bu Tobago'da yaşayan bir beyin mercanı ve yaklaşık 2,000 yaşında. | TED | هذا هو مرجان المخ و هو يعيش في توباغو و يبلغ من العمر حوالي 2000 عام |
Tıpkı Wall Street gibi değil. Trinidad ve Tobago, farklı kanunlu, fizikli veya biyolojili, farklı bir şeyli bir yer. | TED | ترينيداد وتوباغو يشبه مكاناً مع وجود قوانين مختلفة في الفيزياء أو علم الأحياء أو شيء من هذا. |
Bir Tobago burada yuvalanıyor ve civcivler açıkmış durumda. | Open Subtitles | إنه وقت العشعشة هنا في "توباجو"، وهذا الفرخ جائع. |
Karayipler'deydi galiba, Tobago diye bir yere gitmiş. | Open Subtitles | أنهى خدمته منذ سنوات وذهب إلى (توباجو) التي أظنها في الكاريبي |
Ve şimdi Tanvi. - O Tobago'ya gönderiliyor. | Open Subtitles | -والدها سيرسلها إلى "توباجو " |
Hadi Tobago'ya gidelim... | Open Subtitles | هيا بنا نذهب إلى "توباجو" |
Beni Tobago'ya götür. | Open Subtitles | "خذونىإلى"توباجو! |
- Onu Tobago'ya götür! - Sıkıştırma beni. - Tabi ki götüreceğim seni. | Open Subtitles | - "خذها إلى "توباجو ! |
Fakat Karayipler'deki Küçük Tobago adasında havadaki çevikliği fevkalade önemli olan bir kuş yaşar. | Open Subtitles | لكن على جزيرة "توباغو الصغيرة" في الكاريبي يعيش طائر رشاقته الجوية ذات أهمية عظمى. |
Peck'in Slip'te demirli Tobago şalupasındaki 18 silahla birlikte Alarm adında 32 adet ve Sybil adında 28 adet silah taşıyan iki fırkateyn var. | Open Subtitles | بارجتان حربيتان واثنان وثلاثين بندقية تنبيه و 28 بندقية سيبيل الراسية في زلة بيك جنبا إلى جنب مع بندقية 18 السفينة الشراعية توباغو |
Ailem Trinidad ve Tobago'dan, Karayipler'in en güneydeki adası. | TED | والداي من (ترينيداد و توباغو) جزيرة في أقصى جنوب البحر الكاريبي. |
Ancak Trinidad ve Tobago bağlamından geri adım atmak ve uluslararası bir örnek olarak masaya yeni bir şey getirmek istiyorum. | TED | ولكن أريد أن أبتعد عن سياق ترينيداد وتوباغو وأحضر شيءٌ جديد فيما يتعلق بمثال دولي. |