Toledo'da tatil yaparken. Andrew çok heyecanlanmıştı. | Open Subtitles | كنا فى اجازة فى توليدو اندرو كان وقتها مبتهج جدا |
Liana Telfer, Toledo'dakini ele geçirince benimkini geri aldım. | Open Subtitles | استعدت كتابى مرة اخرى عندما نالت ليانا تيلفر نسخة من الكتاب فى توليدو |
Toledo'da tatil yaparken. Andrew çok heyecanlanmıştı. | Open Subtitles | كنا فى اجازة فى توليدو اندرو كان وقتها مبتهج جدا |
Ohio, Toledo'da yaşayan Mike Johnson fabrikadaki işini, Meksika Monterrey'de yaşayan Miguel Sanchez'e kaptırmıyor. | TED | مايك جونسون في توليدو ، أوهايو لم يفقد وظائفهُ في المصنع إلى ميغيل سانشيز في مونتيري ، المكسيك. |
Bu, ev yapımı, roket-itkili bir araba. Bir 1953 Henry J - Hakikiliğe çok düşkünüm - Toledo'da sessiz bir mahallede. | TED | هذه هي سيارة محلية الصنع تعمل بالدفع الصاروخي. وهذا هو هنري جيه 1953 للعلم انا شائبة -- في حي هادئ في توليدو. |
Anlarsın, bu kız Toledo'daki ailesiyle haberleşmektedir. | Open Subtitles | تلك الفتاة كانت تراسل اهلها في توليدو |
Toledo, Ohio'dan bay ve bayan Charles St.James. | Open Subtitles | السيد شارل سان جيمس و السيدة حرمه من توليدو اوهايو. |
Hayır, Toledo'dan aramıyorum. Burada, Niagara'dayım. | Open Subtitles | لا، لا أتحدّث من توليدو أنا هنا في نياجرا |
Liana Telfer, Toledo'dakini ele geçirince benimkini geri aldım. | Open Subtitles | استعدت كتابى مرة اخرى عندما نالت ليانا تيلفر نسخة من الكتاب فى توليدو |
Dün gecenin çok iyi gittiğini sanmıştım ve mevzu sadece Toledo'da yeni bir büro da değildi. | Open Subtitles | ظننت ا، الأشياء سارت بخير ليلة أمس وليس فقط الفرع الجديد فى توليدو |
Az kalsın bisikletimle beni ezeceklerdi çünkü 6 bakkal poşeti taşıyordum ve farım patladı ve Toledo'daki bütün sürücüler eve-çerez-getirmek-için- hayatını-riske-atan bisikletli-çocuğa- ne-kadar-yaklaşabiliriz oyununu oynamaya karar vermişler. | Open Subtitles | وكدت أسقط من دراجتى لأنى أحمل 6 حقائب بقالة وكل سائق فى توليدو قرر أن يلعب كم سنقترب من الطفل على الدراجة الذى يخاطر بحياته حاملاً الطعام |
Hayır, ben evdeki şeylerle ilgileniyorum, ve sense Toledo'nun 300,000 vatandaşıyla. | Open Subtitles | لا، أنا اعتنى بكل شىء فى المنزل وأنتِ تعتنين ب 300 ألف مواطن فى توليدو |
Toledo'daki adamı aramamız lazım. | Open Subtitles | لانس ! تذكر يجب علينا محادثة ذلك الرجلِ فى توليدو |
"Olaylar 1808'de Toledo'da şehir istilası sırasında Napolyon'un ordusu tarafından başlatıldı. | Open Subtitles | هذه اﻷحداث بدأت في "توليدو" في العام 1808 إبّان احتلال المدينة من قبل جيش "نابليون" |
- Bunu babama ver. Toledo'da maçta. - Sağol. | Open Subtitles | فقط أعطي هذه إلى أبي إنه يلعب في توليدو |
Toledo, Ohayo'dayım. | Open Subtitles | أنا بكابينة هاتف في توليدو ، أوهايو |
Sopa yolda geliyorsa, sen niye Toledo'dasın? | Open Subtitles | إذاكانالمضربفيطريقه وانت في توليدو |
Toledo, Salamanca Sevilla ve Cádiz liman kentinde. | Open Subtitles | - في توليدو وفي سالامانكا - اشبيليا وفي ميناء قادس |
Evet, buzlu içecekleri Toledo'dan aldım ki kimse bağlantıyı kuramasın. | Open Subtitles | نعم ولقد اشتريت السلاشي من توليدو كي لا احد يستطيع ربطي بالجريمه |
Bekleyin, Toledo'lu Diane'ye düşüncesini soralım. | Open Subtitles | انتظروا لما لا نسأل ديان من توليدو ماذا تعتقد |