"toplanıyorlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • يجتمعون
        
    • تتجمع
        
    • يتجمعون
        
    • يحتشدون
        
    • أجتمعوا
        
    • يتكدس
        
    • تجميع صفوفهم
        
    Durum odasında toplanıyorlar. Hazır olduklarında sizi çağıracaklar. Open Subtitles إنهم يجتمعون في غرفة العمليات وسيتصلون حالما يكونوا جاهزون لكِ
    Bu yüzden insanlar her sabah, Birinci Anayasa Değişikliği'nin mümkün kıldığı muazzam haklarını icra edip... öfkeli seslerini duyurmak için burada toplanıyorlar. Open Subtitles لذا يجتمعون هنا كل صباح ويمارسون حقهم المدهش الذي يضمنه لهم التعديل الأول بأن تلقى أصواتهم الغاضبة أذناً صاغية
    Bir canlı grubu, lider erkek tarafından güvenlik açısından değil, çok daha güçlü birşey, aile veya arkadaşlık bağları tarafından biraraya toplanıyorlar. Open Subtitles مجموعة من الحيوانات , تتجمع مع بعضها ليس بحثا عن الأمان أو العدد ولا بسبب ذكر مهيمن ولكن لسبب أقوى من ذلك بكثير
    Yerçekimsel kuyular büyük bir olay için bir araya toplanıyorlar. Open Subtitles إنّ آبار الجذبية تتجمع سوية إلى حدث هائل وحيد
    Ağır ateş altında küçük bir bölgeye toplanıyorlar.. Her seferinde aynı şeyi yapıyorlar. Open Subtitles يَدْخلونَ بقعة ضيّقة تحت إطلاق النار الشديدِ، و يتجمعون كل مرة.
    Droidler mercanlarda pozisyon alıyorlar, muhtemelen başka bir saldırı için toplanıyorlar. Open Subtitles الاليين ياخذون مكانا فى الشعب المرجانية ربما يتجمعون
    Kuş saldırısı, salgın- ne istersen söyle, oralarda bir yerde toplanıyorlar, ve geri dönecekler. Open Subtitles ان الطيور تهاجم كالطاعون سميها كما تسميها انهم يحتشدون الان بمكان ما وسوف يعودون
    Barrowlar, Henry'nin odasında toplanıyorlar. Open Subtitles انها فقط تحتاج ان تجدني وساعطيه اليها أسرة بارو كلهم أجتمعوا في غرفة هنري.
    Sevdikleri, hoşlandıkları şeylerin etrafında toplanıyorlar. Eğer düşünecek olursanız, ortak ilgi alanları, ortak değerler toplanan insanlar için demografiklerden çok daha güçlüler. TED إنهم يجتمعون حول الأشياء التي يحبونها، الإشياء التي تعجبهم. وإذا فكرت في ذلك ، فان الإهتمامات والقيم المشتركة هي جامع أقوى بكثير للبشرية من فئات التخطيط السكاني.
    Biliyorsun ki her perşembe toplanıyorlar. Open Subtitles تعرف بالطبع، بأنهم يجتمعون كل مساء خميس
    Gün doğarken hala toplanıyorlar mı? Open Subtitles أما زالوا يجتمعون معا عند الشروق ؟
    Gün doğarken hala toplanıyorlar mı? Open Subtitles هل ما زالوا يجتمعون عند شروق الشمس؟
    Anatotitan'lar, bir durgun su havuzunun başında toplanıyorlar, su ve yemek için. Open Subtitles تتجمع مجموعة من ديناصورات –الناتوتيتان- حول بركة راكدة للشراب والتغذي
    Ayılar somon balığı avı için toplanıyorlar. Open Subtitles تتجمع الدببة من اجل عَدْو السلمون.
    Sanki burada toplanıyorlar. Open Subtitles يبدو كأنها تتجمع هنا
    Yılda üç dört kez özel bir mülkte toplanıyorlar. Open Subtitles يتجمعون معًا في عقار خاص ثلاث أو أربع مرات في السنة، ربما
    Bak, onun için toplanıyorlar. Open Subtitles انظر، إنهم يتجمعون لأجلهم
    Ormanın iki yada üç futbol sahasından daha büyük olmayan ufak bir yerinde toplanıyorlar. Open Subtitles يحتشدون معاً في رقعة واحدة صغيرة من الغابة، لا تتعدى حجم أرضية ملعبين أو ثلاثة.
    Ancak donmuş Bering Denizi'nde özel bir ördek türünün üyeleri tek bir devasa sürüde toplanıyorlar. Open Subtitles لكن في بحر (بيرنغ) المتجمد، بطٌ من نوعٍ محددٍ يحتشدون معاً في سربٍ واحدٍ هائل
    Barrowlar, Henry'nin odasında toplanıyorlar. Open Subtitles أسرة بارو كلهم أجتمعوا في غرفة هنري.
    PCB ler yunuslarla Sarasota Körfezi'nde... ...Teksas'da, Kuzey Carolina'da toplanıyorlar. TED "البي سي بي" يتكدس في الدلافيين في شاطئ سارسوتا، في تكساس، في نورث كارولاينا
    Ana ofislerine gitmeden önce yerel bir mekânda toplanıyorlar Open Subtitles إنهم يعيدون تجميع صفوفهم المحلية في مكان ما قبل أن يتجهوا إلى المكتب الرئيسي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more