Buna ihtiyacımız var. Birbirimize bir kadın, bir erkek, bir topluluk ve... bu gezegenin bir parçası olarak... ... saygı duymalı ve kutlamalıyız. | TED | ونحن نحتاج ان نفتخر ونحترم كل الاطراف الرجال والنساء والمجتمع كجزء من هذا الكوكب وعلينا ان نستمر بهذا على جميع الاصعدة |
Tahminime göre en az üç şey gerekli: izin, topluluk ve merak. | TED | في تقديري يتطلب الأمر ثلاث أشياءعلى الأقل وهي: الإستئذان والمجتمع والفضول |
Bunu, sekiz yıl boyunca parçası olduğum ve hayatım boyunca gördüğüm tek kimlik, topluluk ve amaç olan hareketten ayrılabilmek için bir fırsat olarak kullandım. | TED | استخدمته كفرصة للابتعاد عن الحركة التي كنت جزءًا منها لمدة ثماني سنوات، وكانوا هم الهوية والمجتمع والهدف الذين عرفتهم لمعظم حياتي. |
Bunun; kimlik, topluluk ve amaç ararken duvara toslayan ve bulamayarak karanlık yola sapan her korunmasız gencin hikâyesi olduğunu biliyordu. | TED | كان يعلم بأن هذه هي القصة لكل شاب يمكن التأثير عليه بسهولة، الذي كان يبحث عن الهوية والمجتمع والهدف، ثم اصطدم بحائط ولم يقدر أن يعثر عما كان يبحث عنه وذهب في طريقٍ مظلم. |
O gün, doğumhanede oğlumu kollarımda tuttuğumda 14 yaşında kaybettiğim masumiyetle yeniden bağlantı kurmamın yanında beni, harekete girmeye sürükleyen önemli şeylere de meydan okumaya başladım: kimlik, topluluk ve amaç gibi genç bir erkekken mücadele ettiğim şeylerle. | TED | وعندما حضنت ابني في ذراعيّ بغرفة الولادة في ذلك اليوم، لم أقم فقط بالاتصال مرة أخرى مع بعض البراءة التي فقدتها بعمر 14 سنة، لكنها بدأت أيضًا بتحدي الأشياء المهمة جدًا التي جذبتني للحركة في المقام الأول: الهوية والمجتمع والهدف.. أشياء كنت أعاني منها كصبي صغير. |