Beyaz adam topraklarımıza altın aramaya gelemez. | Open Subtitles | الرجال البيض يجب ألا يأتوا إلى أرضنا للبحث عن الذهب |
Başka bir deyişle, görevim topraklarımıza giren çıkan insanları takip etmektir. | Open Subtitles | ،وبعبارة أخرى فإن مهمتي هي بأن أراقب من يدخلون أو يغادرون أرضنا |
Kutsal topraklarımıza yapılan bu hain saldırı püskürtüldü ve düşman denize döküldü. | Open Subtitles | سيتم صد الهجوم الجبان من العدو ضد أرضنا المقدسة، وسنرمي العدو في البحر.. |
Neden Nottingham soyuyla birleşerek... topraklarımıza barış getirmeyesin? | Open Subtitles | لم لا تتحدي مع بيت نوتجهام ؟ و تشفي الجروح من ارضنا ؟ |
Eğer öyleyse, ahâlimi alıp topraklarımıza götürmemi de farketmezsiniz. | Open Subtitles | اذا كان كذلك، فأنت لن تلاحظ عندما اقود شعبي خارجاً الي عائدين الي ارضنا |
Böylelikle topraklarımıza getirdiğiniz korku ve vahşeti siz de tatmış oldunuz. Kılavuzumuz doğruluk, sayımız da çoktur. Allahuekber. | Open Subtitles | ابادوا حكومتكم، حتى تذوقون نفس الإرهاب والموت الذين جلبتوهم على أراضينا. الحق مرشدنا، ونحن كثرة. |
Bizim topraklarımıza gelerek ölüm getirdiniz. | Open Subtitles | أتيتم لأرضنا جالبين الموت |
Bir gece, topraklarımıza yeni bir şey geldi. | Open Subtitles | لكن شيئًا جديدًا قَدِم إلى أرضنا ذات ليلة |
Kırmızı devrim topraklarımıza ulaşmıştı. | Open Subtitles | الثورة البلشفيّـة قد وطأت بأقدامها على أرضنا. |
topraklarımıza geri gelmesine izin vererek devrime karşı gelip, nezaket gösterdik. | Open Subtitles | لقد قمنا بمُجاملة للثورة المُعادية بالسماح له بالعودة على أرضنا. |
Kızıl devrim, topraklarımıza ulaşmıştı. | Open Subtitles | الثورة البلشفيّـة قد وطأت بأقدامها على أرضنا. |
topraklarımıza hoş geldiniz diyor ve bu toprakları bizlerle birlikte korumanızı istiyoruz. | Open Subtitles | نرحب بكم في أرضنا ونطلب منكم أن تدافعوا عنها معنا |
Ancak şimdi, bir gölge topraklarımıza girdi. | Open Subtitles | ولكن الآن، يبدو وكأن ظلامًا قد هبّ على أرضنا |
topraklarımıza kadar gelip bir duvar diktiler ve onların olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد أتوا إلى هنا من أجل أرضنا وبنوا جداراً كبيراً مدعين أنها أرضهم |
Onun, bizim topraklarımıza ve merkezimize kadar ulaşabilecek yıkımlara neden olacağına inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنها جالبة للهلاك الذي سيصل إلى أرضنا وقلوبنا. |
Bu laneti topraklarımıza salan onların Cadı Kraliçe'si. | Open Subtitles | إنها ملكتهم الساحرة التي حلت .هذه اللعنة على أرضنا |
Sadece 18 ay önce... topraklarımıza izinsiz girip konsolosumuzu öldürdünüz. | Open Subtitles | منذ 18 شهراً فحسب اقتحمت ارضنا |
11 Eylül'de topraklarımıza yapılan ilk saldırıya benzer bir olayla karşı karşıya olabiliriz. | Open Subtitles | قد نكون امام اول هجوم على ارضنا منذ 11-9 |
Şu adamlar, çöle suyu, yeni bir hayatı getirmenin topraklarımıza Batı kültürünü getirmek olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | هذا الرجل ، يقول عندما تأتي بحياة مائيه, في الصحراء انا اتي بالاجانب الى ارضنا . |
Yine de gittiğimizde topraklarımıza saldıracak olan çok hasım var. | Open Subtitles | ومع ذلك يوجد الكثير من الأعداء سيهجمون على أراضينا ونحن غائبون |
Hollandalı bir kaptan olan Francis Drake, ürünü, 1586 yılında Amerika'dan, Avrupa'daki topraklarımıza getirdi. | Open Subtitles | ...فرانسيس درايك, ربان هولندي والذي جلب المحصول من البلاد الأمريكية إلى أراضينا الأوروبية في سنة ربنا 1586 |
Audifius'la birleşen Caius Martius'un komuta ettiği korkunç bir ordu topraklarımıza girdi ve her şeyi hiddetle talan edip önlerine çıkan her şeyi yakıp yıkıyorlar. | Open Subtitles | أوفيديوس ) ومعه ( مارشيوس ) يغيرون على أراضينا ) وقد دخلو بالفعل قاموا بإستعمال النيران وتمكنوا مما يقابلهم |
Sizleri güzel topraklarımıza hangi rüzgâr attı? | Open Subtitles | فماذا جاء بكم لأرضنا الجميلة؟ |