Mısırlılar, topraklarının eski büyüklüğüne dönmesi içinartıkyenifiravunabelbağlamıştı. | Open Subtitles | أمل المصريون الأن في الفرعون الجديد أن يعيد أرضهم إلى العظمة |
Bence değer verdikleri umutlarını ve topraklarının geri kalanını almalı ve hepsini yerle bir etmeliyiz. | Open Subtitles | أعتقد أنه عليك أن تأخذ أملهم الثمين و بقية أرضهم و تحرقها كلها إلى الأرض |
Bu mücadele yavrulara gösterdi ki vahşi köpeğin hayatındaki en önemli kural topraklarının kontrolünü ele geçirmektir ve gerçekten de hayatta kalmaları takım çalışmasına bağlıdır. | Open Subtitles | بالنسبة للجراء، أظهَر هذا القتال أهمّ قاعدة في حياة كلاب الصيد السيطرة على منطقتهم |
Yavrularını koruyup büyütebilmek için topraklarının farklı bölümlerine yayılıp en büyük rakipleri ile mücadele etmişler. | Open Subtitles | استغلّوا أجزاءً مختلفة من منطقتهم ليربّوا جراءهم ويحموها بنجاح وقاتَلوا ألدّ خصومهم |
Rezervasyon topraklarının müşterek mülkiyeti sona eriyor. | TED | تم انهاء السيادة القبلية لأراضي المحمية. |
Eğer yaparlarsa topraklarının yarısını kaybedersin. | Open Subtitles | إذا فعلوا ذلك ستخسر نصف أراضيك |
D'Haranları geri çekilmeye zorlayarak hem senin hem de kendi topraklarının güvenliğini sağladı. | Open Subtitles | لقد صد الدهارا وأكد سلامة أراضيه وسلامتك |
Uygulamada, bazıları kendi geleneklerine daha yakın ve ailelerini Kazak topraklarının dışındaki yakındaki köylerde tutan yarı zamanlı çalışanlardır. | TED | وقد عمل بعضهم لبعض الوقت، متمسكين بتقاليدهم الخاصة، ومحافظين على أسرهم في القرى القريبة، خارج أراضي القوزاق. |
Kuşatma altına alınacak, topraklarının çoğunu kaybedecek ve ne Batı Şeria'ya ne de Kudüs'e ulaşma özgürlüğüne sahip olmayacaklardı. | TED | كانوا في طريقهم ليحاصروا، وتفقد الكثير من أراضيهم وليس لديها حرية الوصول ، إما إلى الضفة الغربية أو القدس. |
Mahkeme, Siular'ın rezervasyona yerleştirilmeleriyle ve topraklarının üç milyon hektarının madencilere ve çiftlikçilere açılmasıyla İkinci Fort Laramie Antlaşması'nın maddelerinin ihlâl edildiğini belirledi. | TED | قررت المحكمة أنه لما استقر الـ "سو" في محمياتهم وتم فتح 7 ملايين فدان من أرضهم للعمليات التنقيب ومراعي الماشية، فإن شروط المعاهدة الثانية لـ "حصن لارامي" قد تم خرقها. |
Onlar kendi topraklarının sınırlarını keşfetmek istiyor. | Open Subtitles | يريدون استكشاف حدود منطقتهم. |
topraklarının korkunç bi şekilde ihlal edilişini. | Open Subtitles | بإنتهاك فظيع لأراضي " المحظورة من قبل " البدائل البشريّة |
Bebbanburg'ün Northumbria topraklarının gerçek varisiyim. | Open Subtitles | "الوريث الحقيقي لأراضي (بيبانبيرج) في (نورثمبريا)" |
Senin topraklarının sakinleri onlar. | Open Subtitles | يعيشون في أراضيك. |
topraklarının daha fazla yağmalanmasını önlemek için Kral size para ve/veya hazine vermeyi kabul ediyor. | Open Subtitles | من أجل التعاون للخروج من أراضيه |
topraklarının daha fazla yağmalanmasını önlemek için Kral size para ve/veya hazine vermeyi kabul ediyor. | Open Subtitles | من أجل التعاون للخروج من أراضيه |
Bizim soylularımızın kuzeydeki topraklarının bir kısmını al, onların soylularına buradan İngiltere'den toprak ver ve onları bize karşı koyamayacak kadar açgözlü yap. | Open Subtitles | امنح نبلائنا أراضي في الشمال اعطي نبلائهم ممتلكات هنا في انجلترا واجعلهم طامعين جدا ليتحدونا |
Birlikte kendi topraklarının kıyısında şehirlerine gidiyor ve etraflarındaki ormanın keyfini sürüyorlar. | Open Subtitles | سوياً، على حُدود أراضيهم يغسلون آثار المدينة .ويستمتعون بالغابة من حولهم .. |