Yaşlı bir çiftçi 7 yaşında ki torunuyla beni görmeye geldi. | Open Subtitles | مزارع عجوز مع حفيدته بعمر سبعة سنوات جاء لرؤيتي |
Yaşlı bir adama torunuyla biraz zaman geçirmesi için fırsat tanımış oluyorsun. | Open Subtitles | اعط الرجل العجوز فرصه ليقضي وقتاً طيباً مع حفيدته |
Şimdiyse tek bahsettiği şey siktiğimin Algarve'ında bankacı torunuyla golf oynamak. | Open Subtitles | و الان كل ما يتحدث عنه هو لعب الكولف في الكارف اللعينه مع حفيده , والذي يكون مسؤول مصرفي |
Kralı tek başına acısıyla ve tek kalan varisiyle yetim torunuyla bırakmış. | Open Subtitles | فماتت تاركةً الملك في وحدته ويأسه برفقة وريثه الوحيد الباقي على قيد الحياة.. حفيده اليتيم. |
Thaddeus'un torunuyla tanıştığıma sevindim. | Open Subtitles | .ميلو ثاتش تسعدنى مقابله حفيد ثاديوس العجوز |
Seninle ve torunuyla bir araya gelmek istiyormuş. | Open Subtitles | و الاجتماع مرة أخرى ..معك ومع أحفادها |
Dişlerini denerken gülen torunuyla şakalaşıyordu. | Open Subtitles | الأب كان جالساً هناك على ركبتيه وحفيدته كانت تحاول أن تدخل ضرسه فى فمها |
Tüm bu yıllar boyunca, kızıyla ve torunuyla bir arada olmayı bekliyordu. | Open Subtitles | لقد إنتظر كل تلك السنين ليكون مع إبنته و حفيدته |
torunuyla gezmemi istemedi o kadar. | Open Subtitles | إنّما لمْ يكن يُريدني حول حفيدته. |
Zavallı adam siz çalıların içinde kıpırdanıp küçük dürbünlerinizle onu dikizlemeden torunuyla birkaç dakika bile geçiremiyor. | Open Subtitles | المسكين لا يُمكنه حتى قضاء بعض الدقائق رفقة حفيدته... بدون تناقلكم في الأدغال وتخلسون النظر، خلال مناظيركم |
..eminim torunuyla yakınlığınıza çok kızacaktır. | Open Subtitles | لن يسعد بلقائك مع حفيدته |
Var mı bir şey? Hayır. torunuyla takılıyor sadece. | Open Subtitles | -يتسكع رفقة حفيدته وحسب |
- Olmaz. David torunuyla tanışsın. | Open Subtitles | لا يمكنك على ديفيد أن يقابل حفيده |
Kızıl Len bankacı torunuyla birlikte. | Open Subtitles | ريد لين مع مسؤول مصرفي والذي هو حفيده |
Şu bölümü hatırlarsın, Marlon Brando torunuyla bahçede saklambaç oynuyordu. | Open Subtitles | أتذكر ذاك المشهد بالفيلم (عندما كان (مارلون براندو يلعب لعبة الغُمّيضة مع حفيده بالحديقة؟ |
Tiny Nuggins, goblinlerin işkencecisi, onu öldürecek, çünkü her insanın torunuyla takılmaya hakkı vardır. | Open Subtitles | نجنز) الصغير معذب العفاريت) سيقوم بقتل مستحضر الأرواح لأن كل رجل يملك حق اللعب مع حفيده |
Şirketin Başkanının torunuyla evlenecekmiş. | Open Subtitles | سمعت ان الرجل الذى ستتزوجه هو حفيد رئيسة الشركة التى تعملين بها |
Şefin torunuyla oynarken gördüm seni. | Open Subtitles | رأيتكِ تلعبين مع حفيد زعيم القبيلة |
Seninle ve torunuyla bir araya gelmek istiyormuş. | Open Subtitles | و الاجتماع مرة أخرى ..معك ومع أحفادها |
Evet, babamın eski bir arkadaşı torunuyla Güney Kore'den kaçtı biz de onlara destek olduk. | Open Subtitles | نعم، صديق قديم لوالدي (وحفيدته هربت إلى (كوريا الجنوبية لذا نتكفل بهم |
Bir de torunuyla. | Open Subtitles | وحفيدها. |