Yıldız tozuyla kaplı yerde, gezegenin dört bir yanından gelen bilim adamları... dünyanın en büyük teleskopunu yarattılar. | Open Subtitles | محاطين بالغبار الكوني قام العلماء من كافة أرجاء الكوكب بانشاء أكبر تلسكوب في العالم |
Elvis tozuyla kaplıyım ve üç başlı bir sikim. | Open Subtitles | انا مغطى بالغبار. انا قضيب طوله ثلاث أقدام |
Kabartma tozuyla zayıflatılmış kokain olabilirdi. Ama hayır, bu anilin kristalleri. | Open Subtitles | كان يمكن ان يكون كوكايين مسحوق و لكن لا انه بلورات انيلين |
Çilingirler kilitleri grafit tozuyla yağlar. | Open Subtitles | الحدادين يحقنون مسحوق الجرافيت في معبر المفتاح لتشحيم ميكانيكية الإقفال |
Alçı tozuyla karıştırılmış metil bromür. | Open Subtitles | ميثيل البروميد مخلوطا مع الغبار اللاصق هذا ماجعل عزله صعبا جدا وماهو العلاج؟ |
Bu silah, parçacıklı maddenin* ince tozuyla kaplanmış. | Open Subtitles | هذا السلاح مغطى بغبار خفيف من مادة معينّة |
Büyü ve peri tozuyla yapılmış bir fantezi gibi görünüyor. | Open Subtitles | تبدوا مثل... قصة خيالية مصنوعة من السحر وغبار الحينات |
- Bedeni olmayan bir kafa beni alçı tozuyla zehirlemiş gibi. | Open Subtitles | بواسطة رأس ميت مملوء بالغبار اللاصق |
Kryptonite tozuyla dolu bir bomba. | Open Subtitles | قنبلة، مليئة بالغبار الكريبتوني |
Sana peri tozuyla oynamamanı söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك ألا تعبثي بالغبار. |
Daha sonra Bill Doyle'un kömür tozuyla ilgili diğer işçileri uyardığı için Junior'ı azarladığını veya tehdit ettiğini duydun mu? | Open Subtitles | أتذكر أنك سمعت قصة عن قيام المدعو "بيل دويل" بتوبيخ أو تهديد "جونيور لتحذيره باقي العمال فيا يتعلق بالغبار الموجود في المنجم؟ |
Bizce Jeannie Hearne, senin eroininin kaymağını alıyordu süt tozuyla karıştırarak aradaki farkı kapatıyordu ve bunu da öğrencilere satarak bir miktar gelir elde ediyordu. | Open Subtitles | ونحن نعتقد جيني هيرن كان يقشط قبالة الهيروين الخاص بك وتعويض النقص مع مسحوق الحليب، طرد الفرق للطلاب قليلا من بونس. |
Reçine tozuyla birlikte yaraların üzerinde sodyum karbonat, sülfür dioksit, kül suyu ve zeytinyağı bulduk. | Open Subtitles | ...إلى جانب مسحوق القلفونيّة عثرنا على كربونات الصوديوم ...وثاني أكسيد الكبريت ومحلول قلويّ وزيت زيتون بالجروح |
İşte! Cheetos tozuyla kaplanmış domuz pirzolası. | Open Subtitles | شرائح لحم الخنزير مقشرة مع مسحوق الجبن. |
Peri tozuyla uğraşmamamız gerektiğini düşünüyor. | Open Subtitles | يظن أنه لا يجب أن نعبث في الغبار السحري أبدًا. |
Peri tozuyla tüm eğlenceyi benim yaşamam için sebep yok | Open Subtitles | لا سبب يجعلني أحظى بالمتعة وحدي مع الغبار السحري |
Çelik tozu hariç. Çelik tozuyla ilgili hiç bir ipucum yok. | Open Subtitles | ليس لديّ أيّ فكرة حول الغبار المتين |
Peri tozuyla sana geleceğini gösterdim. Aslan dövmeli adamla olmalısın. | Open Subtitles | أريتك مستقبلك بغبار "بيكسي" صاحب وشم الأسد، يفترض أنْ تكوني معه |
Beni ay tozuyla iyileştirdin, hatırladın mı? | Open Subtitles | "لقد عالجتيني "بغبار القمر هل تذكرين؟ |
Bütün çalılar altın tozuyla kaplıydı. | Open Subtitles | وغبار الذهب فى التلال |
Bu yeni bipolar ilaçlarını peri tozuyla falan seyreltiyorlar sanırım. | Open Subtitles | ربما هم قاموا بخلط علاجات الاكتئاب هذه بأمور سحرية او ماشابه |
Harry hiç uçuç tozuyla yolculuk yapmadı. | Open Subtitles | ولكن هاري لم يسافر بمسحوق فلو من قبل يا أماه |