Dört saat tatil trafiğinde... lanet arabanın içinde terlemeyi... ve o koca kafalı komşunun sarhoş olup... merdivenlerden yuvarlanmasını beklemeyi. | Open Subtitles | سنقود السيارة لــ4 ساعات على الطريق وسط زحمة سير العطلة للجلوس في كوخ قديم رطب وانتظار الجار ذي الرأس الكبير |
New York trafiğinde 90 blok öteye, hem de 30 dakikada mı? | Open Subtitles | قضي علينا 90 مبنى في 30 دقيقة في زحمة نيويورك اشك بذلك |
Akşam trafiğinde gelemem. Yarın döneriz. | Open Subtitles | ولست أميل لمقاتلة زحمة المرور أظنني سأذهب غداَ |
Tatlım, bence öğlen yemeği trafiğinde burayı meşgul etmek pek hoş değil. | Open Subtitles | عزيزتي... أظنّ أنّه من الفظاظة أن نقف هنا هكذا أثناء زحمة الغداء |
Mach 4'e kadar çıkar, sizi Bulgaristan'a Los Angeles trafiğinde eve gittiğinizden... - ...daha kısa zamanda götürecek. - Ve hiçbir bilgisayarı yok değil mi? | Open Subtitles | وستصل إلى بلغاريا بأسرع ما يمكنك الوصول إلى المنزل في زحمة مرور لوس أنجلوس وهي ليست محوسبة على الإطلاق؟ |
Bir tek akşam trafiğinde caddeler sabah trafiğinden daha yoğun olur. | Open Subtitles | الوحيدون يُوقّتونَ أشدُّ زحمة مِنْ وقت مبكّر صباحاً... يَسوّي ساعةَ إزدحام عندما الناس يُحاولونَ الوُصُول إلى البيت. |
Çok yavaş. Akşam trafiğinde takılmış gibi. | Open Subtitles | نتروّ بشدّة وكأننا في زحمة سير |
Stacy ben işten arayıp yolda olduklarını söylemişti. Westside trafiğinde mi? | Open Subtitles | اتصلت بي في العمل وقالت انهم في طريقهم الى هنا - هل هناك زحمة مرورية؟ |