| Ancak gerçek olan şu ki, ben bir trafik polisi olmak istemiyorum. | TED | لكن الشيئ هو , أنا لا أريد أن أكون مثل شرطي المرور |
| Bize garson lazım, trafik polisi değil. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى النادل آخر أكثر من حاجتنا الى شرطي المرور |
| trafik polisi kılıklı. Şunu kafana sok. Koçum yok. | Open Subtitles | هيي, يا شرطي المرور, اسمعني ليس لدي مدرب, انا لا احتاجه اصلاً |
| Geçen yıl trafik polisi rolü yapmak zorunda kalmıştım. | Open Subtitles | في العام الماضي تم إجباري على لعب شخصية شرطي مرور. |
| Bir motosikletçi serseriden trafik polisi yaptık ve sen de git sokak yarışına kapılıp bir polis arabası çal, öyle mi? | Open Subtitles | صنعنا شرطي مرور من مجرم دراجة نارية. وقُبض عليك في سباق شوارع وسرقة مركبة شرطة؟ |
| - Üç yaşlı hanım, bir Hırvat trafik polisi ve on kedili bir adam. - Tam olarak ne arıyoruz? | Open Subtitles | -ثلاث نساء كبيرات في السن، شرطي مرور من كرواتيا و رجل يملك عشر قطط |
| trafik polisi kanı görüp arabayı buraya çekmiş. | Open Subtitles | شرطي المرور لاحظ الدماء و قام بإخبارنا |
| Sen de kavşaktaki trafik polisi olacaksın. | Open Subtitles | وانتِ شرطي المرور في تقاطعات هذا |
| trafik polisi, kolaylaştırıcı, çevirmen. | Open Subtitles | ,يمثّل شرطي المرور, والميسِّر, والمترجم |
| Becky Driscoll'dan, şişman trafik polisi Sam Janzek'e kadar, hiç kimse konuşmuyor. | Open Subtitles | ...لم تكُف (بيكي دريسكول) عن الحديث (عن شرطي المرور السمين (سام جانزيك |
| trafik polisi olan o sakız makinesi gibi. | Open Subtitles | مثل جهاز العلكة شرطي المرور. |
| Senden iyi polis olmani, trafik polisi olmani istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تكون شرطيًا جيدا، شرطي مرور. |
| Yeni trafik polisi aradığını duydum. | Open Subtitles | سمعت انه كان يبحث عن شرطي مرور جديد |
| trafik polisi gibi konuşuyorsun. | Open Subtitles | تتحدث كأنك شرطي مرور لعين |
| Babam trafik polisi | Open Subtitles | أبي شرطي مرور |