İyiymiş, evet. Onları cinayet sonrası travmadan korumak için. Fikir güzel. | Open Subtitles | هذه فكرة جيدة، أجل توفرون عليهم صدمة جريمة القتل، فكرة جيدة |
Fakat Kore savaşında çatıştığı bir mücadele esnasında başından geçtiği ciddi travmadan. | Open Subtitles | لكن من صدمة خطيرة خاضها خلال معركة قاتل فيها خلال الحرب الكوريّة |
Bazen bir travmadan sonra, sevdiğimiz birini kaybetmek gibi baş etmek istemediğimiz | Open Subtitles | أحياناً بعد الصدمة نفعل أي شيء لنحمي أنفسنا كشيء لا نريد أبداً |
travmadan gelişme evresine nasıl geçiyorsunuz? | TED | كيف يمكننا الانتقال من الصدمة إلى النمو؟ |
Belki de, birbirine bağlı bir topluma geri dönmüşseniz, travmadan paçayı kolayca sıyırabilirsiniz. | TED | وربما إن رجعت لمجتمع قبلي مترابط وبسيط فستكون قادرا على أن تتغلب على الصدمات بصورة أسرع. |
Çoklu travmadan sonra, yakından takip edilmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | بعد الصدمات المتعددة, يجب أن تراقبها عن قرب |
Yaşadığın böyle bir travmadan sonra, toplu halde tecavüze uğrayınca... | Open Subtitles | فبعدَ صدمةٍ كالتي مررتَ بِها تعرضكَ لاغتصابٍ جماعي |
Bir çeşit travmadan kaynaklandığını söylediler. Uykudayken bir şeyler olmuş. | Open Subtitles | قالوا بأنّ سبب ذلك صدمة ما، شيء ما حدث أثناء نومي |
Evet ama ciddi bir travmadan bahsediyor, hem de ölen annesinin yanına yattığı bir gecede. | Open Subtitles | نعم لكنها تتحدث عن وقت صدمة قوية في ليلة صعدت فيها لسرير أمها المحتضرة |
Senin veya okul aile birliğindeki amcıkların kızım hakkında ileri geri konuştuğunu duyarsam şu an olan travmadan çok daha fazlası olur. | Open Subtitles | إن سمعتكِ أنت وجمعية أولياء الأمور والمعلمين تتحدثون بسوء عن إبنتي فسيكون هناك أكثر من صدمة واحدة |
- Saldırganlığın geçmişte yaşadığın bir travmadan kaynaklanıyor. | Open Subtitles | ما الذى يعنيه ذلك؟ يعنى أن عدوانيتك سببها صدمة عصبية |
- Şey, herhalde ani travmadan ölürsen mümkün. | Open Subtitles | حسناً ، أعتقد أنكِ إن توفيتِ فجأة من جراء صدمة فهذا محتمل |
Her şeyin; ateşlerin, boğaz ağrılarının, sinüs enfeksiyonunun, tüm gastrointestinal, nörolojik ve kalp ile ilgili semptomların geçmişte hatırlayamadığım bir duygusal travmadan kaynaklanmış olduğunu söyledi. | TED | أخبرني أن الأعراض -- الحرارة، التهاب الحلق، التهاب الجيوب الأنفية جميع الأعراض الهضمية والعصبية والقلبية -- كانت ناجمة عن صدمة عاطفية ما تعذر علي تذكرها. |
travmadan iyileşmenin saldırganın yanlışını kabul ettiğinde başladığını biliyoruz. | TED | ونعلم من الصدمة أن التعافي بدأ عندما يعترف الجاني بذنبه |
Ancak, onun ofisi haricinde travmadan bahsettiğimde veya bahsetmeyi denediğimde birden susturuluyordum. | TED | ولكن، إذا تحدثت أو حتى حاولت التحدث عن هذه الصدمة خارج مكان العمل، كان سيتم إسكاتي. |
Her zaman travmadan çıkmanın yolunun birleşmiş hikâyelerden geçtiğini söylediler. | TED | لقد قيل لي دائما أن الطريق للخروج من الصدمة كان من خلال سرد متسق. |
Evet. Biyoelektrik şokta. travmadan bayıldı. | Open Subtitles | نعم فهوَ غائب عن الوعى من جراء الصدمة الكهربية لخلاياه |
Vuruldun.Hafızan travmadan etkilenmiş olabilir. | Open Subtitles | فقد أصبت, وربما تأثرت ذاكرتك جراء الصدمة |
Bilinçaltı kendisini korumak için bu acıyı engelleyerek bu travmadan uzaklaştırıyor. | Open Subtitles | عقله دُوين الوعي يحمي نفسه من المزيد من الصدمات عن طريق حجب ذلك الألم. |
Kaçırıldınız ve silah taşıyan her devlet memuru bu tür bir travmadan sonra psikolojik değerlendirmeden geçmek zorunda. | Open Subtitles | لقد تعرضتي للإختطاف و أي موظف يسمح له بحمل مسدس يحتاج إلى تقييم نفسى بعد ذلك النوع من الصدمات |
Bu hasta onun. travmadan getirdi. | Open Subtitles | لكنها تقود هذه الحالة هي من جلبتها إلى قسم الصدمات |
Böyle bir travmadan sonra, sağlam kafayla düşünemiyorsun. | Open Subtitles | و بعدَ صدمةٍ كتِلك، لا تُفكِّر دائماً بصفاء |