Treadwell in duyduğu heyecan, onun çocuklarla, hemen bağ kurmasını sağladı.. | Open Subtitles | الاثارة التي شعر بها تريدويل قربته تلقائيا من الاطفال |
Bana kalırsa Treadwell in oynadığı oyunda, bu kadar uzun süre hayatta kalmasının nedeni, ayıların onda bir gariplik olduğunu düşünmüş olmasıydı. | Open Subtitles | ارى ان السبب الوحيد لكون تريدويل استمر طويلا في مشروعه هو ان الدببة ربما قد رأت فيه |
Treadwell in günlüğüne yazdığına göre, havaalanında, biletinin geçerliliği hakkında, şişman bir görevliyle tartışmış. | Open Subtitles | تريدويل كتب للمطار كان عنده مشاحنات مع مستخدم يعاني من السمنة حول جواز تذكرته. |
Ailesi kamera önüne çıkmayı reddetti ve Amie nin kendisi de, Treadwell in çektiklerinde görünmüyor. | Open Subtitles | لم توافق أسرتها على أن يتم تصويرها .[و بقيت آيمي خفية في لقطات [تريدويل |
Treadwell in günlüklerinden bildiğimiz kadarı ile, ayılardan korkuyordu. | Open Subtitles | [فقط مذكرات [تريدويل من أخبرتنا أنها كانت تخاف الدببة |
Ama Timothy Treadwell in icabına bakarız. Çünkü o, hayvanları seviyor ve çocuklara bedavadan bilgi aktarıyor. | Open Subtitles | "سوف نقوم بتهنئة تريدويل الذي يعطي روس مجانية للأطفال." |
Bu Timothy Treadwell in, çekilen son resmi. . | Open Subtitles | هده اخر صورة لتيموثي تريدويل |
Ve buda Treadwell in aradığı şeydi. | Open Subtitles | وهدا ما بحث عنه تريدويل |
Peki, Timothy Treadwell in hikayesi hakkında ne düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | مارأيك في قصة تريدويل ؟ |
Treadwell in yeni bir kişilik geliştirmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | حاجة تريدويل للتحول لشخص آخر |
Treadwell in günlüğüne yazdığı son birkaç yazıya göre, | Open Subtitles | بعد آخر كتابات تريدويل, |
Bana nasıl olur da Mason Treadwell'in seni bulup senden bir röportaj koparmaya çalıştığını söylemezsin? | Open Subtitles | لماذا لم تخبريني بأن (ميسون تريدويل) توصّل إليك وأقنعك بإجراء مقابلة؟ لم يحدث الأمر بهذه الطريقة ولكن ما المشكلة؟ |
Onu neden bu işe karıştırmak istiyorsun ki? Bu cezanın Treadwell'in baban hakkında yazdıklarıyla bir alakası olacağını düşünüyordum. | Open Subtitles | ظننت أن هذا القصاص متعلق بما كتبه (تريدويل) عن أبيك |
Bunu sen Treadwell'in kasetlerini oraya yerleştirdiğinde yaptın. | Open Subtitles | -لا . بل أنت فعلت ذلك حين دسست أشرطة (تريدويل). |
Jack Treadwell'in kasetlerinden birini keşfettiğinde üzerinde hala büyük bir etkisi olan küçük kızı gördü. | Open Subtitles | عندما وقع (جاك) على أحد أشرطة (تريدويل)، رأى الطفلة الصغيرة التي كانت لا تزال تأسر قلبه. |
Ama şimdi Treadwell'in hikâyesi virüs gibi yayıldığına göre ortaya çıkan tek şüphe bu ailenin güvenilirliği üzerine oluyor. | Open Subtitles | لكن الآن إذ انتشرت قصة (تريدويل)، فالشك الوحيد أصبح في مصداقية هذه العائلة. |
Mason Treadwell'in blogu manşetlerde olan oldu ama bunu senden duymak istiyorum. | Open Subtitles | مدونة (ميسون تريدويل) تتصدر الأخبار، وقد وقع الضرر بالفعل. ولكني أريد سماع الحقيقة منك. |
Ann Treadwell'in evinde onunla akşam yemeği yiyiyor. | Open Subtitles | (يتناول العشاء في منزل (آن تريدويل |
Treadwell in göründüğü bu çekim. | Open Subtitles | [هو مخطط [تريدويل |
Treadwell'in evinin yanması suçunu onun üzerine mi atacaksın? | Open Subtitles | لتوريطها في حرق منزل (تريدويل)؟ |