Olaylardaki zamanlama çok, çok sıkışık, çünkü Trinidad'tan Los Angeles'a çok uzun bir yol var. | Open Subtitles | التوقيت كان قصير ، قصير بسبب أنها مسافة طويلة من ترينداد إلى لوس انجلوس. |
Ailem Trinidad ve Virgin Adaları'ndan. | TED | تنحدر أسرتي من ترينداد وجزر العذراء. |
Trinidad ve Tobago`da dediğimiz gibi, kim kimdir ve ne nedir? | TED | وكما نقول في ترينيداد وتوباغو، من هو من، وماذا هو ماذا؟ |
En acı biberi üretme yarışı sürekli devam eden bir yarıştır ama genelde iki biber en üst sıralarda yer alır: Trinidad Moruga Scorpion ve Carolina Reaper. | TED | السباق لصنع أحرّ وأحدّ فلفل هو صراع محتدم، ولكن اثنين من الفلفل عموماً يأتيان في القمة: فلفل منطقة موروغا في ترينيداد الملقب بالعقرب وفلفل حصادة كارولينا. |
Böylece bugün Trinidad anakaradaki yaşamın kalıntılarına sahip olan yegâne Karayip adası konumundadır. | Open Subtitles | لذا ترنيداد هي الآن جزيرة كاريبية , مَع تراث فريد مِنْ حياةِ الجزيرةِ. |
Trinidad'a döner dönmez seni Amerika'ya geri göndereceğiz. | Open Subtitles | سوف نسهل عودتك للوطن بمجرد أن نصل إلى ترنيداد |
Evet ve araştırmalarıma göre bu şeytanın kökleri Trinidad'a dayanıyor ve "vampir cadı" olarak biliniyor. | Open Subtitles | نعم ، ابحاثي تشير الي انه مخلوق شيطاني ذو أصول من ترينداد معروف بأسم سوكيانت أسطورة من الكاريبي عن مخلوق متحول على هيئة إمرأة تقوم بأمتصاص دم ضحاياها |
Sen Trinidad'lı değilsin ki, Manhattan Batı Yakası'ndansın. | Open Subtitles | أنت لست من "ترينداد" أنت من "مانهاتن" ؟ |
Sen Trinidad'lı değilsin ki, Manhattan Batı Yakası'ndansın. | Open Subtitles | أنت لست من "ترينداد" أنت من "مانهاتن" ؟ |
Seninle geçmişimiz çok eskiye dayanır. Trinidad'dan gelen yüzü çopurlu sıska çocuğu hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أنا وأنت لنا تاريخ طويل قديم، هل تتذكّر ذلك الصبي المجدور النحيف من (ترينداد)؟ |
Ama Trinidad'lı çocuğu başa geçirmek Latinleri gerçekten de kızdırdı. | Open Subtitles | ...ولكن تكليف طفل من (ترينداد) بالمسؤولية أثار غضب اللاتينيين... |
Benim Trinidad'daki fotoğraf çekimime denk geliyor o. | Open Subtitles | (حسنا, هذا خلال فترة التقاط صوري في (ترينيداد |
Trinidad'da yaşıyorlar. | Open Subtitles | الأهل؟ إنهما في ترينيداد. |
Ondan da önce Trinidad'de Derp Limanında büyüdü. | Open Subtitles | نشأ فقيراً في ترينيداد |
Ondan da önce Trinidad'de Derp Limanında büyüdü. | Open Subtitles | نشأ فقيراً في ترينيداد |
Pekala, size söylemeliyim, İkinci Dünya Savaşında Amerika'nın, Trinidad'da üsleri vardı ve savaş bittiğinde, adayı boş yağ varilleriyle kirletilmiş bir halde bıraktılar -- yani çöpleriyle. | TED | حسنا،يجب أن أخبركم، نصبت أمريكا، خلال الحرب العالمية الثانية، قواعد عسكرية في (ترينيداد)، وعندما انتهت الحرب، تركوا الجزيرة بعد أن بعثروا فيها براميل نفط فارغة -- قمامتهم. |
Trinidad'ın asıl ünü daha büyükçe bir yerlisinden gelir. | Open Subtitles | إدّعاء ترنيداد الحقيقي إلى الشهرةِ هو سكانُه الأكبرُ بكثيرُ. |
Peki, tüm bu anakaradan dışlananlar için Trinidad'ı bir cennet yapan şey nedir? | Open Subtitles | إذاً فأَيّ طرازات ترنيداد ملجأ لكُلّ منبوذي الجزيرةِ هؤلاء؟ |
Fakat neredeyse 15.000 kadarı da Trinidad'daki Caroni bataklığında yaşar. | Open Subtitles | لكن بحدود 15,000 تعيش أيضاً هنا , في مستنقعِ كاروني ترنيداد. |
Büyük resifleri olmayabilir ama Trinidad'ın bataklıkları ve sulak arazileri başka hiçbir Karayip adasında bulunmayan bir hayvan için cennettir. | Open Subtitles | هو لا يُحتملُ أَنْ يكونَ عِنْدَهُ طوياتُ كبيرةُ , لكن مستنقعاتَ وأهوارَ ترنيداد ملجأ لبَعْض الحيواناتِ التي لم تجد على أي جزيرةَ كاريبيةَ أخرى. |
Ve Trinidad topraklarının tek yerlisi maymunlar değildir. | Open Subtitles | و القرود لَيستْ الوحيدة في ترنيداد. |