bilmek istediklerini yazıyorlar. Bu, Virginia'daki Troy'un mektubundan bir alıntı, 50 sayfalık mektuptan bir alıntı. | TED | هذا مقتطف من خطاب تروي من فيرجينيا، اقتباس من خطاب طوله خمسين صفحة. |
Selam çocuklar. Ben Bay Perkins'im, Troy'un babası. | Open Subtitles | مرحبا، أيها الشباب أنا السيد بيركنز، الأب تروي |
Smallville'in tek gotiği olmak zor. Troy'un otopsi raporunu yolladı. | Open Subtitles | من الصعب أن تكون مصدر سمولفيل بأكملها لقد أرسل تقرير تشريح تروي |
- Dr. McNamara, Dr. Troy'un ortağıyım. İşi onun yürütmesini çok isterim, sizin için sorun olmazsa. | Open Subtitles | الدّكتور تروي أخبرَ بأنّ ني أَنْ لا آخذَ الضماد مِنْ، لذا أنا لا أَعْرفُ. |
O ve diğer ikisi, arkadaşım Troy'un ilaçlarını çalmam için beni zorladı. | Open Subtitles | هو والآخر أجبراني .لسَرِقَة المخدّراتِ مِنْ تروي |
Troy'un kaybolduğu yol... Ters giden bir şeyler var... | Open Subtitles | بالطريقة التي اختفى بها تروي هناك شيء غير صحيح |
Hayır, bana kalırsa Troy'un ihtiyaçlarını gidermekle o kadar meşguldün ki bana bir türlü vakit ayıramadın. | Open Subtitles | لا , أنا متأكد من انك لم تتمكني لأنك كنت مشغولة للغاية لتلبية احتياجات تروي بدلا من احتياجاتي |
Bu arada bu senin hastan sayılmaz, Dr. Troy'un yerine bakıyoruz. | Open Subtitles | اوه، اتَعْرفُين، هذا لن يشتمل عدد مرضاك لأننا سنَغطّي عن الدّكتورِ تروي |
Kararı Roger'ın vermesi gerek, Troy'un uzaktaki babası değil. | Open Subtitles | يجب ان يتخذ روجر هذا القرار وليس والد تروي الغريب عنه منذ مده |
Bak, ben de Troy'un babasının tam yüzüne bir yumruk çakmamak için kendimi zor tuttum. | Open Subtitles | انظر . لقد تطلب مني الكثير من ضبط النفس لكي لاألكم وجه والد تروي |
Herhangi bir resmi belge yoksa, Troy'un tıbbi kararı, en yakın aile üyesine kalıyor. | Open Subtitles | من دون وصية أو توجيه من تروي . القرارات الطبية يتخذها الأقرب للمريض |
Solunum makinesi Troy'un oksijen seviyesini düzenliyor ama kalp debisi hala düşük seviyede. | Open Subtitles | الجهاز يساعد تروي على التنفس لكن قلبه يتدهور |
Troy'un babası evladını kaybetti ve matem tutmak için bir kaç ay geçirdi. | Open Subtitles | والد تروي حصل على بضعة اشهر للحزن على فقدان ابنه |
Ama Troy'un kişisel özellikleri -- korkmuş, sıkıntılı ve gelecekten emin olmayan birinin izlerini ortaya çıkarıyor. | TED | لكن سلوكيات تروي... تكشف النقاب عن أنماط سلوكية لشخص خائف، ومضطرب وغير واثق من المستقبل. |
Troy'un hayalleri gerçekleşti mi bilmiyorum. | TED | لا أعرف الآن إن أصبح حلم تروي حقيقة. |
Kurban baktığı fotograf serilerinin birinde Troy'un fotografının suçluya benzediğini fakat fazla yaşlı göründüğünü söylüyor. | TED | صورة "تروي" كانت في مجموعة الصور التي رسمها الضحية لكنه قال انه يبدو كبير جدا. |
Bunun üzerine polis Troy'un 4 yıl öncesine ait bir fotografını yeni bir serinin içerisine yerleştiriyor günler sonra yapılan teşhisde kurban Troy'un suçlu olduğuna karar veriyor. | TED | توجهت الشرطة و وجدت صورة تروي ويب قبل أربع سنوات من ذلك الوقت التي دخلت في مجموعة الصور بعد بضعة أيام، و تم التعرف عليه. |
Troy'un kovasıyla dışarı çıkınca her şey bitecek. | Open Subtitles | وبعد كل هذا ننهي الأمر بدلو تروي |
Bu bana dün gece Troy'un barda söylediği bir şeyi hatırlattı. | Open Subtitles | هذا يُذكرني ، (تروي) أخبرني في الحانة بشيء مثير ليلة الأمس |
McNamara/Troy'un estetik cerrahisine bakın. | Open Subtitles | بي أو بي بي إل: تَلقي نظرة على الجِراحة التقويميةِ مكنمارا / تروي. |